YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/33371
KARAR NO : 2021/1923
KARAR TARİHİ : 24.02.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1) TCK.nın 158/1.d, 62, 52, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
2)TCK’nın 204/1, 62, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, Samsun 1. İcra Müdürlüğü 2013/7433 esas numaralı dosyasında 25/09/2013 tarihinde, 7.500 TL bedelli, 02/02/2012 düzenleme, 02/03/2012 ödeme tarihli, kendisinin alacaklı katılanın borçlu olduğu senede dayanarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, katılana ödeme emri gönderildiği, katılanın sanığı tanımadığını, senedin düzenleme ve ödeme tarihlerinde asker olduğunu belirtip buna ilişkin belgeyi de sunarak şikayetçi olduğu, sanığın katılana aracını kiraya vermesi sebebiyle hasar bedeli olarak suça konu senedi katılanın bizzat yanında imzaladığını savunduğu, ancak ekspertiz raporuna göre borçlu adına atılan imzaların katılan ve sanığın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bu suretle sanığın üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Resmi belgede sahteciliğin belgenin düzenlenmesi ile oluşacağı, suça konu senedin düzenlenme tarihinin 02/02/2012 tarihi olduğu, tekerrüre esas alınan ilamın ise 21/02/2012 tarihinde kesinleştiği ve sanığın tekerrüre esas başka kaydının olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında sonradan kesinleşen hükmün tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 2/6.paragrafının tamamen çıkarılması suretiyle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın başlattığı takip üzerine katılanın imzaya itiraz ettiği, ancak takibin durmadığı, 19/11/2013 tarihli haciz tutanağı başlıklı belgede borçlunun adresine gidildiği, borçlu ve eşinin işte olduğundan kapıyı açan olmadığı ve çilingir de çağrılmadığından muhafaza işleminin yapılmadığının yazıldığı, ancak daha sonradan haciz işleminin yapılıp yapılmadığı, eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı anlaşılmadığından, icra dosyasının getirilerek haciz işlemi veya katılan tarafından herhangi bir ödeme işleminin yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden tamamlanmış nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 24/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.