Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/33254 E. 2020/12277 K. 15.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/33254
KARAR NO : 2020/12277
KARAR TARİHİ : 15.12.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’nun yetkilisi olduğu…Ticaret isimli işyeri adına katılan şirketten 17.08.2011- 24.10.2011 tarihleri arasında toplam 235.260,24 TL tutarında meyve alındığı, sanık …’ye ait işletmeye 10 defa mal gönderildiği, bu malların karşılığı olarak borçlusunun…Ticaret, alacaklısının katılan şirket olduğu, düzenleme tarihleri 20/08/2011, vade tarihleri 09/09/2011, 23/09/2011 ve 21/10/2011 olan üç adet bonoyu ileride hukuki sorumluluktan kurtulmak amacıyla sanık …’nün kardeşi olan sanık …’e düzenletip imzalatarak katılan şirkete verdiği, yine sanıkların aldıkları meyvelerin karşılığı olarak keşidecisinin elinden rızası dışında çıkmış olan Yapı Kredi Bankası Çınar Şubesi’ne ait, 30.12.2011 keşide tarihli, 80.000 TL bedelli, 8885387 seri numaralı, sahte keşideci imzalı çekin arkasına sahte ciro silsilesi oluşturarak katılan şirkete kargoyla gönderdikleri, bu suretle sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, teşdide ve lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Katılan şirketin 17.08.2011- 24.10.2011 tarihleri arasında sanık …’nün işletmesine 10 defa satış yaptığına dair fatura ve sevk irsaliyelerinin bulunması, sanık … ise suça konu çeki 21.09.2011 tarihinde kargoyla katılan şirkete göndermesi nedeniyle suça konu çekin önceden doğan bir borç ilişkisi kapsamında verilip verilmediğinin kesin bir şekilde anlaşılamaması karşısında, taraflar arasındaki tüm meyve alım satımlarının, suça konu çek karşılığında mı yapıldığı, 21.09.2011 tarihinden önce yapılan alışveriş bedelinin mi çek ile ödendiği, satış anlaşması sırasında çek ile ödeme yapılacağının kararlaştırılıp kararlaştırılmadığının tespiti için teminen katılanın yeniden beyanının alınarak çekin önceden doğan borç için verilip verilmediğinin kesin ve net olarak tespitinden sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile beraat hükümlerinin kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.