Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/31618 E. 2020/3493 K. 09.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/31618
KARAR NO : 2020/3493
KARAR TARİHİ : 09.03.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK.nın 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 158/1-f-son, 35/1-2, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, Denizbank Güzelyalı Şubesine müracaatla; Denizbank Alanya şubesinden alınma, keşidecisi katılan … olarak gözüken, … Grup Yalıtım Ltd Şti lehine yazılmış, 20/03/2008 keşide tarihli, 5.000 TL bedelli tümüyle sahte olarak oluşturulmuş çeki ibraz ettiği, banka çalışanın çekteki keşideci imzasının çek hesabı sahibi katılan …’e ait olmadığını anladığından, herhangi bir ödeme yapmayarak, suç ihbarında bulunduğu, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini belirtmişse de; katılan ve müştekinin aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık anlatımları, ekspertiz ve 10.04.2009 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu çekin renkli fotokopi veya bilgisayar ortamında renkli yazıcı yardımıyla tümden sahte olarak düzenlendiği, el yazıları ve keşideci imzasının sanık … ve tanık…’un eli ürünü olmadığı, aldatma kabiliyetini haiz olduğu yönünde görüş ve kanaatlerin bildirilmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilğinde; sanığın aldatıcılık kabiliyetini haiz, unsurları tamam olan sahte çeki bankaya ibrazında kullanmak şeklindeki eylemi nedeniyle, resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin herhangi bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında suça konu çeki tanık …’dan alacağına karşılık aldığını, borcuna karşılık da müşteki …’a verdiğini, müşteki …’ın çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı ve çekin karşılığı bulunmadığından kendisine iade ettiğini belirtmişse de; tanık …’un sanık ile ticari ilişkisi olduğunu, olaydan 2 yıl kadar önce sanığa kurbanlık alması için 8.650 TL verdiğini, sanığın da karşılık olarak 10.500 TL ‘lik çek verdiğini , ödemediğini, sanığın 5.000 TL ‘lik alacağı bulunmadığını , çekin kendisi tarafından verildiğine ilişkin beyanı kabul etmediğini ifade etmesi, müşteki …’ın sanığın savunmalarını doğrulamayarak, aralarında senet düzenlendiğini beyan etmesi, ekspertiz ve bilirkişi raporlarında belirtilen görüş ve kanaatler ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın aldatıcılık kabiliyetini haiz, unsurları tamam olan sahte çeki bankaya ibraz ederek, çek bedeli kadar haksız yarar sağlamaya çalışmak şeklindeki eylemi nedeniyle, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık hakkında hüküm kurulurken; 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde; hapis cezasının 3 yıl, adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, temel cezanın önce 2 yıl ve 5 gün olarak eksik belirlenmesi, ardından TCK’nın 158/1-f. son maddesi gereğince adli para cezasının doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınıp, TCK 35/2 ve 62/1 maddeleri gereğince indirim oranlarının uygulanması suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; adli para cezasına mahkumiyete ilişkin uygulamaların hükümden çıkartılarak yerine, “Sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f, son maddesi gereğince 500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 35/2 maddesi gereğince cezasından ½ oranda indirim uygulanarak, 250 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 208 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL’den hesap edilmek üzere sonuç olarak 4.160 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.