YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/31558
KARAR NO : 2021/1766
KARAR TARİHİ : 22.02.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecik
HÜKÜM : 1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 52/2-4, 53/1-2-3, 58/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK’nın 210/1. md delaleti ile TCK’nın 204/1, 53/1-2-3, 58/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzelkişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın dükkanını kiralayan müştekinin, kira bedellerinin ödenmesi için sanığa senet verdiğini, kira bedellerini ödediğinde senetleri aldığını, ancak sanığın kendisi hakkında kira bedelini ödemediğinden bahisle söz konusu senetleri icra takibine koyduğunu, icra dosyasında 01/05/2011 vade tarihli, 25/10/2010 düzenleme tarihli, 900 TL bedelli senedin kendisi tarafından tanzim edilmediğini, bu şekilde bir senet imzalamadığını beyan ederek şikayetçi olduğu, sanığın müştekiden kira karşılığında senet aldığını, kira bedellerinin eksik ödenmesi sebebi ile müştekiden 900 TL’lik bir senet aldığını, senedin kendisine imzalı olarak verildiğini, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade ettiği, sanığın alacaklı sıfatıyla Edremit 1.İcra Dairesinin 2011/1215 esas sayılı dosyasından müşteki hakkında icra takibinde bunulduğu, müştekinin imzalamadığını iddia ettiği senedin de icra takibine konulduğu, icra dosyası kapsamında müştekinin evine hacze gidildiği ve eşyalarının haczedildiği, senedin kriminal incelemeye gönderildiği, inceleme neticesinde suça konu senedin üzerinde bulunan imzanın müştekinin imzası taklit edilerek atıldığı, imzanın müştekinin eli ürünü olmadığı, senedin düzenleme tarihi bölümünde bulunan 25/10/2010 şeklindeki rakamların sanık …’nın eli ürünü olduğuna dair rapor tanzim edildiği, bu şekilde sanığın Türk Ceza Kanununun 210. maddesine göre resmi belge olarak kabul edilen senedi sahte olarak tanzim ederek kullandığı, yine sanığın sahte olarak tanzim ettiği senedi kamu kurumu olan icra dairesini araç olarak kullanmak suretiyle müşteki hakkında icra takibi yaptığı, sanığın hileli hareketlerle müştekinin imzasını taklit etmek sureti ile sahte bir şekilde tanzim ettiği senedi, kamu kurumu olan icra dairesini araç olarak kullanmak suretiyle işleme koyduğu, bu işlemler neticesinde haciz işlemi yapıldığı, sanığın bu şekilde müştekinin zararına olmak üzere kendisine yarar sağladığı ve bu eylemlerle kamu kurum ve kuruluşlarını araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması ve müşteki beyanı ile tüm dosya kapsamından atılı suçların sanık tarafından işlendiğine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında Edremit 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/268 esas ve 2008/497 karar sayılı ilamı ile hakaret suçundan verilen 2.100 TL adli para cezalarının hüküm tarihi itibariyle kesin nitelikte olup tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek başkaca ilamın da bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında koşulları bulunmadığı halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükümlerin, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hüküm fıkralarındaki TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların tamamen çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.