Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/3121 E. 2018/9753 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3121
KARAR NO : 2018/9753
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık hakkında; TCK’nın 155/2, 62, 52/2-4, 50/1-a maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ve sanığın amca-yeğen olup; suç tarihinde sanığın katılana ait olan suça konu sahte çekleri ciro edip kullanmak suretiyle üzerine atılı zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın savunmalarında; katılan ile birlikte … şirketini kurarak ortak iş yapmaya başladıklarını, işlerinin bozulması ve katılanla anlaşamama nedeniyle ortaklığı sona erdirdiklerini, şirketin borçlarını kendisinin ödediğini, katılanın da gerek şirketin borçları gerekse ödediği miktarlar karşılığında suça konu çekleri doldurarak kendisine verdiğini, katılan tarafından kendisine verilen başka çekler de olduğunu, eğer araştırma yapılırsa keşideci imzası katılana ait olmadığı halde ödeme yapılan bir çok çekin bulunduğuna ilişkin beyanı karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından;
…. Ticaret Giyim Sanayi Limited Şirketinin ticaret sicil kayıtları ve ekleriyle denetime elverişli onaylı örneklerinin temin edilerek dosya içerisine konulması, katılanın o dönem çalıştığı Banka Şubelerine müzekkere yazılarak keşidecisi katılanın olduğu tahsili yapılan başka çekler bulunup bulunmadığının banka kayıtlarından araştırılması, bu şekilde ödemesi yapılan çekler var ise bu çeklerdeki keşideci imzaları ile dava konusu çeklerdeki imzanın aynı el ürünü olup ve katılana ait olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla tespit edildikten sonra tanık ifadeleri ve bilirkişi raporları da dikkate alınarak sanığın suç kastıyla hareket edip etmediğinin karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/631 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı,hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan açılmış bir dava bulunmadığı, birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna dönüşmeyeceği gözetilerek iddianame dışına çıkılarak ”hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçundan mahkumiyet hükmü verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, somut olayda suça konu senetlerin farklı zamanlarda verilip verilmediği araştırılarak, farklı zamanlarda verildiğinin tespit edilmesi halinde eylemin kül halinde zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, farklı tarihlerde verildiğine dair delil bulunmaması halinde ise tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.