YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/30589
KARAR NO : 2021/1443
KARAR TARİHİ : 16.02.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ :Bilişim sistemleri, banka veya kredi kuruluşlarının araç olarakkullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM :TCK 158/1-f-son ,204/1, 52/2-4, 62, 53/1, 58/6 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün tebliği, yargılama aşamasında sanığın bildirdiği mernis adresine çıkartılarak 11/08/2014 tarihinde muhtarlığa tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de; UYAP kayıtlarından yapılan incelemede sanığın tebliğ tarihi itibari ile “Konya Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda” hükümlü olarak bulunduğu, bu nedenle sanığa cezaevi kanalı ile tebligat yapılması gerekirken, sanığın cezaevine girmeden önceki adresine yapılan tebliğin usulsüz olduğu ve bu nedenle sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın aldığı havuçlar karşılığında suça konu Halkbank Kırıkhan/Hatay Şubesi’ne ait, 25/04/2010 keşide tarihli, 6.000 TL bedelli, 2652027 seri numaralı, keşidecisinin elinden rızası dışında çıkmış çeki cirolayarak katılan …’a verdiği, bu suretle haksız menfaat temin edip üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan Konya Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanığın kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı davranılması,
2 -Sanığın savunmalarında katılan … ile açık hesap şeklinde çalıştığını, suça konu çeki alışverişten bir ay sonra verdiğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, suça konu çekin ticari alışveriş sırasında mı yoksa sonrasında mı verildiği, alışveriş anında ödemenin çekle yapılacağı konusunda bir anlaşmalarının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulup, çekin önceden doğan borç karşılığında verilip verilmediğinin kesin olarak tespit edilmesi , sonucuna göre dolandırıcılık suçundan sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde, adli para cezası belirlenirken, tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması suretiyle tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezasından indirim yapıldıktan sonra infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan elde olunan haksız yararın iki katı esas alınmak suretiyle fazla ceza tayini,
4-Sanık hakkında kurulan hükümde tekerrüre esas alınan Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/10/2007 tarih ve 2007/198 E. 2007/844 K. sayılı ilamına konu mala zarar verme suçunun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp tekerrüre esas olmaması halinde adli sicil kaydındaki diğer ilamlar incelenerek tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.