Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/30181 E. 2021/1601 K. 18.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/30181
KARAR NO : 2021/1601
KARAR TARİHİ : 18.02.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında 2008-2009 ve 2010 yıllarındaki eylemleri nedeniyle özel belgede sahtecilik suçundan, TCK’nın 207/1,62/1 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet (3 kez)
2-Sanık hakkında 2008-2009 ve 2010 yıllarındaki eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan, TCK’nın 158/1-e, 62/1,52/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet (3 kez)

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanığın, iştiraken hissesi bulunduğu … Köyü Kepir Mevkii 290, 329, İdil mevkii 804, 625, 723, Ötegeç Mevkii 657, … Mevkii 1306, Köleyakası Mevkii 1023 parsel numaralı tarlalara ait 23/09/2008, 07/07/2009 ve 07/06/2010 tarihli muvafakatnameler ile hissedar olan müştekiler … ve İsmail ile katılanlar …..yerine imza attığı, daha sonra bu belgeleri kullanarak destekleme parası almak için katılan İlçe Tarım Müdürlüğü’ne başvurduğu, bu kapsamda 2008 yılında 2.121,85.TL doğrudan gelir desteği ile 3.457,85.TL kuraklık desteği; 2009 yılında 1.183,17.TL doğrudan gelir desteği ve 2010 yılında 2.960,05.TL doğrudan gelir desteği olmak üzere toplam 9.722,92.TL destekleme parası alarak haksız menfaat elde ettiği, alınan 20/03/2012 tarihli expertiz raporunda bahse konu muvakafatnameler üzerindeki alınan yazı ve imzaların adı geçen şahıslar elinden çıkmadığı kanaatinin belirtildiği, bu surette sanığın 2008,2009 ve 2010 yıllarındaki eylemleri nedeniyle 3 kez özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği kabul olunan somut olayda,
1-) Doğrudan gelir desteği alınan taşınmazlarda sanığın da iştiraken malik olduğu, taşınmazların sanık tarafından kiralanarak ekilip biçildiği, bu nedenle hazine zararının bulunmadığı, hak sahibi olup fiilen ekip biçtiği taşınmaz için doğrudan gelir desteği almak amacıyla Tarım İlçe Müdürlüğü’ne başvuru da bulunmasının usulü bir zorunluluk olduğu, ayrıca İlçe Tarım Müdürlüğü’nün sanık tarafından doldurulan formdaki bilgilerin doğruluğunu araştırma, yerinde tespit etme ve sonucuna göre prim desteğinden kişiyi faydalandırma veya faydalandırmama görevlerinin bulunup, sanığın İlçe Tarım Müdürlüğü’nün denetleme olanağını ortadan kaldıran hileli herhangi bir davranışının bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair delil elde edilemediği, bu suretle aldığı gelirden diğer hak sahibi katılan ve müştekilere hissesi oranında pay vermemesinin ise hukuki ihtilaf mahiyetinde kaldığı, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, özel belgede sahtecilik suçu yönünden ise sanığın suç işleme kastının bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
2-) Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükümde;Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22/04/2014 tarih, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “özel belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, buna göre sanığın, suça konu muvafakatnameleri sahte olarak düzenledikten sonra doğrudan gelir desteği almak amacıyla farklı yıllarda katılan kuruma sunduğu anlaşılmakla, aynı suç işleme kararıyla, suça konu sahte belgeler nedeniyle, tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 18/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.