YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/28899
KARAR NO : 2020/12190
KARAR TARİHİ : 15.12.2020
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık … hakkında;
TCK’nın 158/1-f, 35, 62, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 204/1, 62, 53. maddelerigereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında;
TCK’nın 204/1, 62, 53. maddelerigereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık …’ın müdafii tarafından, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık …’in mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık …’in müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık … müdafinin, hükmün tebliğinin usulsüz olması nedeniyle temyiz hakkını kullanamadığından bahisle eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz başvurusunda bulunduğundan, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, mahkemenin sanık hakkında 03/06/2014 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Sanıkların duruşmada bildirdiği en son adresine tebliğe çıkartıldığı, dosya kapsamına göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 ve Tebligat Tüzüğü’nün, 28.maddeleri uyarınca, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması ve yaptığı bu araştırma sonucunda muhatap ve onun adına tebligat yapılabilecek kimseler o adreste bulundukları halde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar ve ihtiyar heyeti veya meclis azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim etmesi ve Tüzüğe ekli 2 örnek numaralı ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırarak, durumu en yakın komşusundan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiği, somut olayda sanık … hakkında tebliğ evrakının muhtara bırakıldığı hususunun en yakın komşusu olduğu bildirilen ve imzadan imtina eden… adında birisinin apartmanda oturmadığının ilgili yer muhtarı tarafından tespit edilmesi nedeniyle tebligatın usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla sanık müdafinin eski hale getirme isteminin kabulü ile öğrenme üzerine yapmış olduğu 26/05/2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu ayrıca sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanığın bildirmiş olduğu adresten iade geldikten sonra yapılan araştırmada sanığın adresinini meçhul olduğunun tespit edilmesi neticesinde Tebligat Kanunu’nun 28. maddesinde, “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.” hükmünün yer aldığı, yine aynı şekilde Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 48. maddesinde “bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Bu düzenleme karşısında somut olayda sanık … hakkında yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanık müdafii tarafından 10/06/2014 tarihli temyiz inceleme başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek bu husustaki sanık … hakkındaki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Sanık …’in mağdur …’e ait Ankara’da bulunan …Kebap isimli işyerini devralmak üzere 40.000 TL karşılığında anlaştığı, mağdura 500 TL nakit kapora bırakarak 25.000 TL bedelli bir senet ile sanık …’un temin ettiği suça konu 13.000 TL bedelli çeki ciro ederek verdiği mağdur tarafından çekin bankaya ibrazında sahte olduğunun belirtildiği, bu nedenle mağdurun iş yerini sanık …’a devretmediği, bu şekilde sanıkların atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
Sanıkların tevilli ikrara yönelik savunmaları mağdur beyanı, bilirkişi raporları, banka yazısı ile dosya ksapmından mahkemece sanıkların üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair verilen mahkumiyet hükümleri ve uygulamalarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların müdafilerinin atılı suçların sübut bulmadığı, sanıkların atılı suçları işlemediklerine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.