Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/28715 E. 2017/21678 K. 30.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/28715
KARAR NO : 2017/21678
KARAR TARİHİ : 30.10.2017

Kişinin içinde bulunduğu zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/03/2017 tarihli ve 2017/5872 soruşturma, 2017/2215 esas, 2017/339 sayılı iddianamenin iadesine dair Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2017 tarihli ve 2017/47 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Şanlıurfa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarihli ve 2017/176 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22/05/2017 gün ve 94660652-105-63-4312-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2017 gün ve 2017/34490 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, “Mağdurun aracının şehir merkezinde arıza yapmış olması karşısında TCK 157/1-b maddesinde düzenlenen zor şartlar altında bulunmaktan söz edilemeyeceği, eylemin sübutu halinde basit dolandırıcılık kapsamında kalacağı ve bu suçun uzlaşmaya tabi olduğu, uzlaşma yapılmadan iddianameni düzenlenmiş olması “ gerekçeleriyle iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun’un 170/2.maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Cumhuriyet savcılığınca düzenlenen iddianamede, şüphelinin eyleminin TCK’nın 158/1-b maddesindeki suçu oluşturduğuna ilişkin nitelendirme yapılması ve bu suçun uzlaştırma kapsamında olmaması karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 174/2. maddesi gereğince, nitelendirmede hata yapıldığı ve eylemin basit dolandırıcılık suçunu oluşturması nedeniyle uzlaştırma kapsamında kaldığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği, nitekim, yargılama sırasında da eylemin TCK’nın 157/1. maddesindeki suçu oluşturduğu kanaate varıldığı takdirde uzlaştırma işlemlerinin yaptırılabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Şanlıurfa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2017 tarih ve 2017/176 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.