Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/26247 E. 2019/4147 K. 22.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/26247
KARAR NO : 2019/4147
KARAR TARİHİ : 22.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığa ait Gaziantep’te faaliyet gösteren … İnşaat Orman Ltd. Şirketi olduğu, bu şirketin Orman Ürünleri ve Hızarcılık adlı işyeri bulunduğu, SGK’ya sanık tarafından bu işyerinin faal olduğu ve çalışan işçiler olduğu yazıyla (sigortalı işe giriş bildirgesi) bildirilmesine rağmen pirimlerinin ödenmediğinin tespiti üzerine; kurum tarafından yapılan denetimlerde işyerinin faaliyette olmadığının ve bildirilen işçilerin fiilen çalışmadıklarının tepit edildiği, sanığın kuruma bağlı olan hastanelerden çalışmadığı halde ücretsiz yararlandığı, ücretsiz yararlanmış olduğu 63,40 TL parayı hakkında kovuşturma işlemi başladıktan sonra etkin pişmanlık göstererek katılan kuruma ödediği iddia edilen olayda;
1)Özel belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/10 Esas 2010/224 Karar 20/05/2010 tarihli dosyasından mahkemece özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık yönünden hüküm kurduğu ve sanık vekili tarafından 22.06.2010 tarihinde dolandırıcılık ve sahtecilik yönünden kararı temyiz ettiği, Yargıtayca dosyanın sadece dolandırıcılık yönünden incelendiği ve kararın bu yönden bozulduğu ancak sahtecilik suçu yönünden hiç bir inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı gerekçesiyle Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/71 Esas 2014/160 Karar 08/04/2014 tarihli gerekçeli kararında dosyanın incelenmeyen sahtecilik yönünden Yargıtaya gönderilmesine karar verildiği anlaşılmakla,
Özel belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, 31/10/2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeninden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2)Nitelikli dolandırıcılık yönünden katılan vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde;
Suça konu şirketin hayali bir şirket olmadığı, Gaziantep Ticaret Sicil Memurluğu’nun 30.11.2006 tarihli yazı cevabına göre; sanığa ait şirketin 08.06.2005 tarihinde tescil edildiği, Ticaret Odası tarafından şirket çalışanları ve ortaklarının açık adres ve kimlik bilgilerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirildiği, Vergi Dairesinin yazısında şirketin vergi kayıtlarının bulunduğunun anlaşılması karşısında ödenmeyen sigorta pirimlerinin kurum tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre sanıktan alınmasının mümkün bulunduğu, Kurumun kendisine bildirilen işyerlerini denetleme yetkisinin bulunduğu gözetildiğinde dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığı değerlendirilmekle yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olmasından dolayı mahkemece verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dolandırıcılık suçu yönünden gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA, 22/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.