Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/25689 E. 2020/11471 K. 12.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/25689
KARAR NO : 2020/11471
KARAR TARİHİ : 12.11.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan: a) TCK’nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (1 defa)
b) TCK’nın 204/1, 43/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (3 defa)
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan: a) TCK’nın 158/1-f-son, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet(1 defa)
b) TCK’nın 158/1-f-son, 43/1, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (3 defa)

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında 2006 olarak yazılan suç tarihinin, 04/04/2006, 25/04/2006, 15/05/2006 ve 05/07/2006 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Dosyası tefrik edilen sanık …’in, Medikal ürünlerin alım satımı ile iştigal eden bir iş yeri işlettiği, sanık …’nun ise aynı iş yerinde işçi olarak çalıştığı, katılanlar …, …, … ve …Tic. Ltd. Şti.’nin ise İstanbul ilinin değişik yerlerinde bir birlerinden bağımsız olarak ticaret işi ile iştigal ettikleri, sanık ve …’nun her bir şikayetçiden, özellikle başta cep telefonları olmak üzere kolayca paraya çevrilebilen ürünleri satın alarak karşılıklarında çek verdikleri, çeklerin her biri süresinde bankaya ibraz edildiklerinde karşılıklarının bulunmaması nedeniyle katılanların sanık … aleyhinde icra takibinde bulundukları, ancak sanık … her bir icra takibine imza inkarında bulunarak icra takiplerini durdurduğu, ayrıca bir kısım çekler içinde ilgili banka şubesine çeklerin elinden rızası hilafında çıktığı iddiasıyla ödemeden men talimatı verdiği, çekler üzerinde İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede tüm çeklerin ön yüzünde bulunan yazı ve imzaların …’nun eli ürünü olduğunun belirtildiği, bu şekilde sanığın, diğer sanık ile birlikte hareket edip, yetkisi olmadığı halde karşılığı olmayan çekleri keşide ederek ve icra takiplerine imza inkarında bulunup çeklerin ödenmesini engelleyerek resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği somut olayda,
A) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK’nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihleri ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) Sanık hakkında katılanlar …, … ve … Tic. Ltd. Şirketine yönelik eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanık hakkında katılan …’a yönelik eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 5. fıkrası uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına “katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 3.000 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan