Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/16772 E. 2020/6985 K. 25.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/16772
KARAR NO : 2020/6985
KARAR TARİHİ : 25.06.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … hakkında ayrı ayrı CMK’nun 223/2-a maddesi uyarınca beraat,
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar …, …, …, … ve … hakkında ayrı ayrı CMK’nun 223/2-b maddesi uyarınca beraat,
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar …, … ve … hakkında ayrı ayrı TCK’nun 204/1 , 43/1 , 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar …, …, …, …, …’ın beraatine, sanıklar …, … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanıklar …, …, … tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile sanık …’nın yokluğunda verilen hükmün öncelikle savunmasında beyan ettiği bilinen son adresine tebligat çıkartılması gerekirken doğrudan MERNİS kayıt sistemindeki adresine yapılan tebliğin usule aykırı olmasından dolayı yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı ve buna bağlı temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
… Tekstil ve …Tekstil isimli şirketlerde katılan kurumca yapılan fiili denetimle her iki firmanın fiilen her hangi bir faaliyetlerinin bulunmaması rağmen işyerleri faaliyetteymiş gibi internet yoluyla ayrı ayrı sanıklar tarafından sigortalılık bildirimleri yapıldığı, katılan … sağlık harcamaları nedeniyle zarara uğrattıkları, bu suretle üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar …, …, …, …, …’ın beraatine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların suçlamaları kabul etmediklerine yönelik istikrarlı savunmaları, katılan kurumun yazı cevaplarında; sanıkların oluşan kurum zararını giderdiklerinin bildirilmesi, tanıkların anlatımları, bilirkişi raporu, katılan kurum tarafından hazırlanan raporlar ve dosya kapsamına göre; sanıkların kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen işyerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması, sanıkların sigorta primlerini katılan kuruma yatırmış olması halinde, 5510 sayılı Kanunun 89.maddesince primlerin irat kaydedileceği, aynı kanunun 96. maddesince de yapılan sağlık harcamalarının da geri alınacağının düzenlenmiş olması, primlerin yatırılmamış olması halinde de katılan kurumun alacaklarını her zaman tahsil etme imkanının bulunması nedenleriyle katılan kurumun zararından da bahsedilemeyeceği, yine resmi belgede sahtecilik suçundan beraat eden sanıkların doğrudan icrai bir eylemlerinin ve kasıtlı davranışlarının bulunduğuna dair herhangi bir delile ulaşılamadığı anlaşıldığından mahkemenin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sanıkların cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükümlerinin ONANMASINA,

1- Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar …, …, …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin ve sanıkların temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıkların atılı suçu kabul etmediği, sigortalılık bildirgelerinin kendi bilgileri dışında yapıldığını savundukları, Sosyal Güvenlik Kurumuna internet üzerinden sigortalılık bildirgelerinin verilmiş olduğunun tespit edildiği, ancak işe giriş bildirgelerinin internet üzerinden kimin tarafından verildiğinin tespit edilemediği, sanıkların kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin bulunmadığı, kurumun kendisine bildirilen sigortalılık bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunduğu, sanıkların aksi ispatlanamayan savunmaları da gözönünde bulundurulduğunda sanıkların suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla, yasal unsurları oluşmayan atılı suçtan sanıkların beraati yerine mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 25/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.