Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/15206 E. 2018/9969 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/15206
KARAR NO : 2018/9969
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 43, 62, 52, 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılana ait işyerinde piyasaya satış yapmak için işe başlayan sanığa, satılmak ve dağıtılmak üzere malların bir araca doldurarak teslim edildiği, sanığın teslim edilen aracı park yerine bırakarak katılana haber vermeden işten ayrıldığı, kendisine teslim edilen fatura ve tahsilat makbuzlarını teslim etmediği ve şirkete ait aracın içerisinde bırakmış olmasına rağmen yine kendisine teslim edilen 1051-1100 arası tahsilat makbuzu koçanını bırakmadığı, sattığı malların ücretlerini alıkoyduğu ve yaklaşık 13.266,00 TL parayı katılana ödemediği, ayrıca malları başka müşterilere teslim ettiği halde faturaları başka kişiler adına kestiği, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu teselsül halinde işlediğine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-) 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi gereğince adli para cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden sanık hakkında hapis cezasının yanında tayin edilen adli para cezasının da ayrım yapılmaksızın ertelenmesine karar verilmesi,
2-) Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, erteli hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına; anılan maddenin 3. fıkrası gereğince, cezası ertelendiği için kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise maddenin 1 ve 2. fıkralarının uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ertelemeye ilişkin bendine “sanığa verilen” ibaresinden sonra gelmek üzere “hapis” kelimesinin eklenmesi ve hüküm fıkrasına “Erteli hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına; anılan maddenin 3. fıkrası gereğince, cezası ertelendiği için kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise maddenin 1 ve 2. fıkralarının uygulanmamasına” tümcelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.