Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/15108 E. 2018/8273 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/15108
KARAR NO : 2018/8273
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nın 158/1-f, 168/2, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık … müdafi ile sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’ın, sanık …’ın adını kullanarak sahibinden.com isimli internet sitesinde cep telefonu ilanı verdiği, ilanı gören katılanın sanık …’ı aradığı ve anlaşmaları üzerine sanığın belirttiği adrese takas amacıyla iki adet telefon gönderdiği ve verdiği hesaba 100 TL para yatırdığı ancak sanığın gönderdiği kargo paketinin içerisinden tıraş makinası çıktığı, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık … hakkında Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/67 esas, 2013/182 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde dolandırıcılık suçundan beraat hükmü verildiği ve bu hükmün temyiz edilmediği, sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün temyizi üzerine dosyanın Dairemize geldiği ve Dairemizin 23/02/2015 tarihli 2015/2023 esas, 2015/21241 karar sayılı ilamı ile sanık … hakkında kurulan hükmün inceleme konusu yapılarak bu hüküm ile ilgili olarak bozma kararı verildiği, bu açıklama ışığında sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve bu konuda tekrar yargılama yapılarak hüküm kurma imkanı bulunmadığı gözetilmeksizin sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak, tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a) Nüfus kaydına göre, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 31/3 maddesi gereğince cezasından 1/3 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin fazla ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, suç tarihinde 18 yaşını doldurmayan sanıklar için hükmedilen hapis cezası nedeniyle hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
c) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde yer alan “Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.”hükmü ile aynı Kanun’un 106/11. maddesinde yer alan “İnfaz edilen hapsin süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir.” şeklindeki düzenlemelere aykırı olarak, hükmolunan kararda suç tarihinde 18 yaşını doldurmayan sanık için taksitlerden birini zamanında ödememesi durumunda tamamının tahsil edileceğine ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğine karar verilmesi,
d) Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık … ve sanık … müdafiinin müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.