Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/14750 E. 2017/7845 K. 21.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/14750
KARAR NO : 2017/7845
KARAR TARİHİ : 21.03.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanık … …. ve … hakkında,
5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53 ve 58
(Sanık … hakkında) maddeleri gereğince 19 kez
mahkumiyetlerine
2-Sanık … hakkında,
5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2 ve 53
maddeleri gereğince 18 kez mahkumiyetine

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ve sanık … …. müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında katılan …’ye yönelik eylemleri nedeniyle haklarında verilen mahkumiyet hükmünde, 5237 Sayılı TCK’nın 158/1-f-son maddesi gereğince haksız menfaat miktarının 11.000 TL, haksız menfaatin iki katının 22.000 TL olması dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 1100 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak 916 gün karşılığı, 52/2 maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den hesap edilerek sonuç olarak 18.320 TL adli para cezası ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, netice olarak 1820 TL eksik adli para cezası tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıkların kendilerine ait olmayan araçların görüntülerini kullanarak internet sitelerinden satılık araç ilanı verdikleri, ilan bilgilerinde de başkalarına ait sahte isimlerle açılmış cep telefonu numaralarını kullandıkları, katılanların bu numaralardan sanıklara ulaştıkları, sanıklar ile katılanların araç satışı konusunda anlaştıkları, sanıkların katılanlardan kaparo istedikleri, katılanların istenilen kaparo miktarını sanıklar … ve …’a ait banka hesaplarına gönderdikleri, ancak sonrasında sanıklara bir daha ulaşamadıkları, sanıkların bu şekilde her bir katılana karşı farklı tarihlerde atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık …’in alınan beyanında suça konu paraları çekerken hasta galoşu ve şapka takarak paraları çektiğini beyan etmesi, söz konusu eylemlerin hepsinde sanık …’ın kendisini ATM’nin yakınlarında beklediğini ve baştan beri asıl organizatörün sanık … olduğunu beyan etmesi, bütün eylemlerin işleniş biçimlerinin benzer olması ve sanıkların birbirlerini suçlar nitelikteki savunmaları ve sanıkların eylemleri fikir ve eylem birliği içinde gerçekleştirilmiş olduklarının anlaşılması karşısında, bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların ve sanık … …. müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 21/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … …. ve …’ın, sanık … ile iştirak halinde işlediği iddia edilen müşteki … dışındaki diğer müştekilere yönelik eylemlerinden kurulan hükümlerin bozulması yerine sayın çocuğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir; Şöyle ki;
Sanık … …. savunmalarında, değişik tarihlerde sanık …’ın yardım talebi üzerine 5-6 kez bankomattan sanık …’ın hesabına gelen paraları çektiğini, parayı çekerken sanık …’ın yakınlarda durduğunu, çektiği parala…a verdiğini beyan etmesi, sanık …’ın hazırlık anlatımında ….’ı tanıdığını ancak suçlarla ilgisinin olmadığını söylemesi, sanık ….’ın hesabına yatırılan suça konu paraları çeken kişilerin belirlenmesi için kamera görüntülerinde yapılan incelemelerde parayı çeken kişi ya da kişilerin belirlenememesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi birlikte değerlendirildiğinde sanıkların beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulmaması yönündeki sayın çocuğunluğun kararına katılmıyorum. (21.03.2017)