Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/12715 E. 2018/8944 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12715
KARAR NO : 2018/8944
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar A…,…. hakkında TCK’nın 158/1-h, 62, 52 ve 53 maddeleri gereğince, sanık … hakkında 158/1-h, 62, 52, 51 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık … müdafii ile sanıklar …,…. tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Katılan …’in, sanıklardan Ali’ye ait galeride gördüğü, diğer sanık …. ’e ait olduğu bildirilen, … plakalı … marka araca talip olduğu ve aracın satışı hususunda taraflar ile anlaşması üzerine, aslı ele geçirilemeyen ancak dosya içerisinde sureti bulunan, “satıcının sanık …, alıcının katılan, komisyoncunun ise sanık …’nin yanında çalışan diğer sanık … olduğu, tanıklarında imzaladığı, 03/09/2005 tarihli Oto Satış Mukavelesi” ile suça konu aracı satın aldığı, 09/04/2006 tarihinde kolluk kuvvetlerine yapılan ihbar üzerine, katılana satılan aracın 26/08/2005 tarihinde çalınan bir araç ve üzerindeki plakanın ise Doğan marka başka bir araca ait olduğunun tespit edilerek otoparka çekildiği, bu surette sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda,
Katılan …’in daha önce de bir çok kez araç satın aldığı, Türkiye Cumhuriyet’inde araçların noter satışı ile devrinin mümkün olduğu, trafik tescil kayıtlarının aleni olduğu, iddia ve mahkeme kabulünde sahte kayıt ve belgeler ile oluşturulmuş sahte bir trafik kaydından bahsedilmediği gibi, dosya içerisinden de böyle bir belgeye rastlanılmadığı, dolayısıyla katılana yapılan satış esnasındaki eylemin basit yalan kapsamında kaldığı, katılanın, satın aldığı aracın ruhsat belgesini incelemesi veya yapacağı basit bir araştırma ile gerçeğin ortaya çıkacak olması karşısında, olayda hile unsurunun bulunmadığı, dolayısıyla sanıkların eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması karşısında, sanıklar hakkında unsurları itibariyle oluşmayan nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükmü yerine, yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile mahkumiyet hükmü verilmesi,

Kabule göre de,
1) Sanık …’in tüm aşamalarda “böyle bir araç satışı yapmadığını, oto satış evrakı üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını” savunması, sanık … ve sözleşmede tanık olarak görünen… ’ın sanık …’i teşhis edememiş olmaları, katılana tarafından sözleşme aslı kendisinde olduğu beyan edilmesine rağmen aslının sunulmaması, ayrıca katılan ve diğer sanıklar ile tanıkların aşamalarda değişen ve birbirleri ile çelişkili olan beyanlarındaki çelişkiler giderilmeden, hangi nedenle diğer beyana üstünlük tanındığı açıklanıp delillendirilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının alt sınırın üzerinde “60 gün” olarak tayin edilmesi,
3) 5237 Sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık … hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
4) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/04/2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezası verilen sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanıklar …,…. ’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.