Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/11517 E. 2019/4057 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/11517
KARAR NO : 2019/4057
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nun 155/2, 43, 52/2, 63 ve 53. maddeleri
uyarınca mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, tur operatörü olarak faaliyet gösterdiği Ukrayna’da, yaz tatillerini Mısır ve Türkiye’de geçirmek isteyen ve Ukrayna vatandaşı olan şikayetçilere tur acenteleri aracılığıyla paket tatil tur satışı yapması karşılığında almış olduğu bedelleri, rezervasyonlarını yaptırdığı tur hizmetlerinin ödemeleri için kullanmayıp uhdesinde tutarak toplam 2.541.148,12 grivna tutarında haksız yarar sağladığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
TCK’nın 11/1 maddesi uyarınca sanığın Ukrayna’da işlediği iddia edilen atılı suçtan dolayı Türk kanunlarına göre cezalandırılabilmesi için sanık hakkında Ukrayna’da hüküm verilmemiş olması koşulunun bulunduğu dikkate alınarak, Ukrayna adli makamları tarafından yürütülen soruşturma dosyasında alınan şikayetçi ve tanık anlatımlarına göre; sanığın, tur müşterisi olan şikayetçilerle iddianamede isimleri geçen yabancı tur acenteleri aracılığıyla hizmet ilişkisi içerisine girmiş olması ve sanığın Ukrayna’da alınan savunmasında tur hizmetlerine ilişkin bedelleri söz konusu turlar için kısmen ödediğini belirtmesi, kovuşturma aşamasında alınan savunmasında ise tur acenteleri ödeme yapmadığı için uçuş satın alamadıklarını beyan etmesi karşısında, gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; öncelikle sanık hakkında aynı eylem nedeniyle büyük miktarda zimmetine para geçirmek suçundan Ukrayna adli makamları tarafından başlatılan soruşturmanın akıbeti araştırılarak, bu suç nedeniyle sanık hakkında dava açılıp açılmadığının, açıldı ise hüküm verilip verilmediğinin kesin olarak belirlenmesi, sanık hakkında kesinleşmiş hüküm verilmiş olması halinde kovuşturma şartı gerçekleşmeyeceği için davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, sanık hakkında hüküm verilmemiş olması halinde ise, sanığa ait şirketin belirtilen dönemlerdeki bütün ticari defter, bilgisayar kayıtları, makbuz, irsaliye ve faturaları ile diğer hukuki belgeleri getirtilip, sanığın banka hesapları da araştırılarak ilgili kayıtlar celp edildikten sonra, Ukrayna adli makamlarınca yürütülen ve tercümesi yapılan soruşturma dosyasına ilişkin dosyada mevcut belge ve kayıtlarla birlikte dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii sağlanıp, sanığın satış yaptığı acenteler ile arasındaki sözleşmenin niteliği, tahsil ettiği ücretler ile savunma kapsamı da dikkate alınarak, sanığın suça konu tur hizmet bedellerini şikayetçiler için ödeyip ödemediği, ödedi ise hangi miktarda ve tarihte ödediği, eksik ödeme olup olmadığı, söz konusu tur bedellerinin şirket kayıtlarına girişinin yapılıp yapılmadığı, söz konusu tur bedellerinin sanığın uhdesinde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli bir rapor alınması, sanık hakkında ekonomik ve sosyal durum araştırması da yapılarak, sanığın suç tarihi itibariyle gelir-gider durumunda artış olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-Ukrayna adli makamlarınca sanık hakkında düzenlenen iddianamenin kapsamı, 5237 sayılı TCK.’nun 19/1. maddesine göre “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.” hükmü karşısında, atılı suç nedeniyle Ukrayna ülkesinde öngörülen ceza miktarı konusunda araştırma yapılmadan ve bu husus karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması,
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.02.2008 tarih ve 2007/8-274; 2008/18 E. K. ve 30/09/2014 tarih ve 2013/4-567; 2014/409 E. K. karar sayılı ve benzeri kararlarında da vurgulandığı üzere, sanık müdafinin, 23/06/2014 tarihli dilekçesinde talep ettiği lehe yasa uygulanması isteminin TCK’nın 52/4 maddesindeki taksitlendirme istemini de kapsadığı gözetilerek bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
c-Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak, 06/06/2008 tarihi yerine, 06/09/2010 yazılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.