Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/5037 E. 2018/9124 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5037
KARAR NO : 2018/9124
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 52, 53. TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetini ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılana bir dönem… valisi ve eski meclis başkanı danışmanı olarak görev yaptığını halen merkez valisi olarak çalıştığını belirtip, araçlarından birini koruma araç statüsüne aldırabileceğini ve bu yönde daha öncede tanıdığı ve güvendiği iş adamı dostlarına güvenlik sağladığını söylediği, katılanın … plakalı aracına güvenlik sağlanacağını düşünerek sanığın istemiş olduğu belgeleri hazırladığı, bir süre sonra sanığın üzerinde “TBMM verilen izne dair araç üzerinde sesli ve ışıklı cihaz mevcuttur” ibaresi yazılı olan araca ait ruhsat aslını ve üzerinde İçişleri Bakanlığı amblemi bulunan bir stikırı katılana verip, yapmış olduğu bu hizmet karşılığı olarak 13.000 TL aldığı, sanığın bu suretle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Katılanın, kendisini merkez valisi olarak tanıtan sanığa, aracına güvenlik sağlanacağını düşünerek parayı teslim ettiğinin iddia edildiği eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de; sanığın, katılana yönelik dolandırıcılık suçunu araç ruhsatı ve İçişleri Bakanlığı’nın amblemi bulunan stikırı kullanarak işlediğinin iddia olunduğu olayda; Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan araç ruhsatı ve İçişleri Bakanlığı’nın ambleminin kullanılmış olması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.