Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/5033 E. 2018/7987 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5033
KARAR NO : 2018/7987
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’ın, katılan …’ın müdürü olduğu isimli şirketin Aksaray ilindeki satış ve dağıtım temsilcisi olduğu, daha sonra sanığın şirketle olan ilişkisinin kesildiği ve 29.06.2006 tarihinde yetkilerinin alınarak “azil” hususunun ulusal bir gazete aracılığıyla 3.şahıslara duyurulduğu, ancak sanığın önceden şirket tarafından kendisine verilen yetkinin şirket tarafından kaldırıldığı hususunu mağdur şahıslar … ile … isimli şahıslardan gizleyerek, mağdur …’a ait olup İstanbul ili Bakırköy ilçesinden çalınan 21.07.2006 keşide tarihli ve 13.500.00 TL meblağlı sahte çeki herhangi bir şekilde elde ederek, çekin arkasına isimli şirketin kaşesini vurduktan sonra imzalayarak/ciro ederek mağdur …’ye verdiği, mağdur …’nin de bu çeki güven duyarak aldığı ve ticari bir ilişki sebebiyle mağdur …’e verdiğinin iddia edildiği olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
21/07/2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının 30/07/2017 dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık …’ın, katılan …’ın müdürü olduğu isimli şirketin Aksaray ilindeki satış ve dağıtım temsilcisi olduğu, daha sonra sanığın şirketle olan ilişkisinin kesildiği ve 29.06.2006 tarihinde yetkilerinin alınarak “azil” hususunun ulusal bir gazete aracılığıyla 3.şahıslara duyurulduğu, ancak sanığın önceden şirket tarafından kendisine verilen yetkinin şirket tarafından kaldırıldığı hususunu mağdur şahıslar … ile … isimli şahıslardan gizleyerek, mağdur …’a ait olup İstanbul ili Bakırköy ilçesinden çalınan 21.07.2006 keşide tarihli ve 13.500.00 TL meblağlı sahte çeki herhangi bir şekilde elde ederek, çekin arkasına isimli şirketin kaşesini vurduktan sonra imzalayarak/ciro ederek mağdur …’ye verdiği, mağdur …’nin de bu çeki güven duyarak aldığı ve ticari bir ilişki sebebiyle mağdur …’e verdiğinin iddia edildiği olayda; sanık hakkında mağdurlarından birinin … olduğu eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 2007/250 E-2008/264 K sayılı dava açıldığı anlaşılmakla, dosyalar arasında fiili ve hukuki ihtilaf bulunması nedeniyle her iki dosyanın birleştirilerek, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 14/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.