Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/4821 E. 2018/8127 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4821
KARAR NO : 2018/8127
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK 155/2, 62, 52, 53 ve 51. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan …Ş. yetkilileri ile sanığın yetkilisi olduğu şirket arasında sanığın imzası ile 11/05/2006 tarihli finansal kira sözleşmesinin yapıldığı,bu sözleşme ile 2 adet 2006 model traktör ile aksesuarlarının sanığa teslim edildiği, aynı sözleşme gereğince sanığın borcu ödemede temerrüde düşmesi durumunda taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fesh edileceği ve sözleşme konusu sanığa teslim edilen ürünlerin katılana iade edileceği belirtildiği halde, sanığın borçlarını ödeyemeyerek temerrüde düştüğü, şirket tarafından sözleşmenin fesh edildiğinin sanığa gönderilen Beşiktaş 3. Noterliğinin 07/10/2008 tarihli ihtarname ile 10/10/2008 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda ödenmeyen kira borçları nedeniyle 60 günlük süre tanındığı, aksi takdirde 60 günlük sürenin bitiminden itibaren 3 gün içinde kiralanan römorkun iadesinin istendiği ancak ihtarın yerine getirilmediği ve sanığın bu şekilde kira sözleşmesine göre kendisine teslim edilen malı iade etmeyerek ve borcunu da ödemeyerek hizmet ilişkisinden kaynaklanan güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin sabit olduğuna dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-) Adli para cezasının belirlenmesi aşamasında uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
b-) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında 52. maddenin uygulanmasına ilişkin kısımdan “TCK.nun 52. maddesi gereğince” ibaresi çıkartılarak yerine “TCK’nın 52/2. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesine, TCK’nın 53. maddesinin uygulandığı hüküm fıkrasından, “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine, “hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3. madde ve fıkrası uyarınca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin hak yoksunluğunun uygulanmamasına” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.