Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/4815 E. 2018/8086 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4815
KARAR NO : 2018/8086
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat ( her iki suçtan ayrı ayrı)

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, tanık …’e sattıkları buğday karşılığında, adı geçen tanıktan aldıkları iki adet müstahsil makbuzundaki rakamlar üzerinde tahrifat yapıp, suça konu makbuzları …’ne vermeleri neticesinde, fazladan ürün destekleme primi alarak haksız menfaat temin ettikleri, bu suretle sanıkların üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1) Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunmaları, tanık beyanları, Turhal/Tokat Askerlik Şubesi Başkanlığı’nın 26/11/2013 tarihli cevabi yazısı, vergi inceleme dosyası ile oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanıklar Fikriye ve Ali Mehmet’in üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcıcı delilin bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraate ilişkin hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik inceleme ile hüküm verildiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2) a- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmalarında, köyde arazileri bulunduğunu, bunları ailecek ektiklerini, olay tarihinde …’e ve ismini hatırlayamadığı şahıslara buğday sattığını beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle sanık …’ın kendi adına veya eşi … adına gerçekte buğday üretimi ile uğraşıp uğraşmadığının tespit edilmesi amacıyla, haksız prim alınması için sahte belgeyle müracaat edildiği iddia edilen yıldan önceki yılda da ürün destekleme ödemesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise ne kadar yer için ödeme yapıldığı, her iki yılda da beyan ettiği yerlerin aynı olup olmadığı araştırılıp, gerekli görüldüğü taktirde ziraat ve fen bilirkişisi refakatinde mahallinde keşif icra edilerek, …’ın yer göstermesi sonucunda tespit edilecek arazilere ilişkin mahalli bilirkişilerin de dinlenip, o dönemde gerçekte belirtilen miktarda bir ekim olup olmadığının ve suça konu müstahsil makbuzlarında belirtilen miktarlarda buğday ekiminden gelir elde edip edemeyeceğinin kesin olarak belirlenmesi, gerçek bir ekim olduğunun veya sanığın söz konusu miktarlarda gelir elde edebileceğinin tespiti halinde kamu zararının oluşmayacağı da dikkate alınarak, keşif neticesinde düzenlenecek bilirkişi raporlarının diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmalarında suça konu müstahsil makbuzlarında herhangi bir tahrifat yapmadığını beyan etmesi ve tanık …’in soruşturma aşamasında alınan ifadesinde olay tarihinde buğdayları alması üzerine suça konu müstahsil makbuzlarını yanında çalışan …’ın doldurduğunu belirtmesi ile makbuzlarda yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının mahkeme gözlemi veya bilirkişi raporu ile tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından, tanık …’ın karşılaştırmaya esas olabilecek imza ve el yazısı örneklerinin temin edilip, belge asıllarıyla birlikte gönderilmek suretiyle, uzman bilirkişi veya kurulundan aldırılacak raporla, suça konu makbuzların ön yüzündeki el yazılarının ve imzaların adı geçen tanığa ait olup olmadıklarının ve makbuzların ne şekilde sahte olduklarının kesin olarak belirlenmesi, ayrıca suça konu müstahsil makbuzlarında yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyetinin olup olmadığının mahkemece duruşma tutanağına özellikleri yazılmak suretiyle değerlendirilmesi, gerektiğinde bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması, delillerin bu şekilde toplanmasından sonra; sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.