Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/4681 E. 2018/8072 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4681
KARAR NO : 2018/8072
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 43/1, 62/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-e-son, 43/1, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, Muş İl Halk Sağlığı Müdürlüğün’ün yaptığı ihaleyi alan şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde kendisine ait araç ile Varto Toplum Sağlığı Merkezi personelinin kamusal hizmetlerin icrası sırasında taşınmasını sağladığı, İl Sağlık Müdürlüğün’ce 2013 yılı Mart ayından itibaren çip takılmamış araçlarla yapılan taşıma sonrasında Taşıt Görev Emir Belgesi düzenlenmeyeceği ve ödeme yapılamayacağını belirtmesine rağmen, sanığın aracını değiştireceğinden bahisle aracına çip taktırmaktan kaçındığı, bu nedenle de hakkında Taşıt Görev Emir Belgesi düzenlenmediği, bunun üzerine sanığın temin ettiği sahte kaşe ve Taşıt Görev Emir Belgeleri ile gerçeği yansıtmayan ve kilometre değerleri gerçeğinden yüksek olan Taşıt Görev Emir Belgelerini kurum yetkilisi Mahmut Utangaç adına kaşeleyip imzalayarak İl Sağlık Müdürlüğüne teslim etmek suretiyle 2013 yılının Şubat ve Mart aylarına ilişkin toplam 3.600 TL haksız menfaat sağladığının iddia edildiği somut olayda,
A) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, savunma hakkının kısıtlandığına, kurum zararının bulunmadığına, belgelerde iğfal kabiliyeti araştırması yaptırılmadığına, ek savunma hakkı verilmediğine, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,

B) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında adli para cezasına hükmedilirken elde edilen haksız menfaatın hesaplanması sırasında, sanığın görev yaptığı günler nedeniyle alması gereken taşıma ücretinin aldığı ücretten mahsup edilmemesi nedeniyle 2.739 TL olan haksız kazancın 3.600 TL olarak belirlenmesi ve hükmün devamında hesap hatası yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, sanık hakkındaki adli para cezasına mahkumiyete ilişkin uygulamaların tamamen hükümden çıkartılarak yerlerine, “Sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e-son maddesi gereğince 280 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 43. maddesi gereğince cezasında 1/4 oranında artırım yapılarak 350 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 292 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL’den hesap edilmek üzere sonuç olarak 5.820 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.