Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/4666 E. 2018/8103 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4666
KARAR NO : 2018/8103
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Yavuz için; TCK’nın 155/2, 43, 52, 58, 53.
İzzet-Mustafa için; TCK’nın 155/2, 43, 62, 52, 51.
maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık … müdafii ile sanıklar İzzet ve Mustafa tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların satış temsilcisi olarak çalıştıkları katılan şirkette, birlikte hareket ederek 2011 yılı içerisinde satmış oldukları ürün bedeli olarak 23.196,71 TL’yi tahsil ettikleri halde teslim etmemek suretiyle zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanık … hakkında Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/01/2016 gün, 2012/574 Esas, 2016/2 Karar sayılı dosyasında aynı suçtan yargılama yapılıp hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; öncelikle mükerrer uygulamalara neden olunmaması ve delillerin birlikte değerlendirilmesi açısından, sanık hakkında anılan dava dosyası getirtilerek incelenmesi, imkan olduğu takdirde davaların birleştirilmesi, birleştirme imkanı olmaz ise dosyanın ayrıca sanık … ve Mustafa’nın taraf olduğu Adana 3. İş Mahkemesi’nin 2011/1098 Esas ve Adana 5. İş Mahkemesi’nin 2011/452 Esas sayılı dosyalarının onaylı birer örneğinin dosya arasına alınması, sanıkların şirketin aynı isnatta bulunduğunu iddia ettiği başka çalışanları ile ilgili soruşturma/kovuşturma olup olmadığı araştırılıp; ardından sanıkların para tahsil ettiği halde borçlu göründüğü iddia edilen tüm firma yetkililerinin tanık olarak dinlenmesi ve sanıklara yaptıkları ödemelere ilişkin varsa makbuz, irsaliye, kredi kartı ödemesine ilişkin belge ve senetlerin sorulup ibraz edilmesi halinde incelenerek, bunlara karşı herhangi bir itiraz olduğunda değerlendirilmek suretiyle, katılan şirket tarafından kayıt altına alınan defter ve belgelerle birlikte, bilirkişiye teslimi ile dava konusu edilen iddialara ilişkin ayrıntılı ve denetime elverişli olacak şekilde üçlü bilirkişi raporu alınarak, sanıkların uhdesinde para olup olmadığı var ise miktarının ne olduğu, belgelerde imza ve yazılarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, tüm delliller birlikte değerlendirildikten sonra, sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, aşamalardaki suçun inkarına yönelik ısrarlı savunmalarına karşın, yargılamaya konu suçları gerçekleştirdiklerine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu da karar yerinde denetime olanak verecek şekilde açıklanıp tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.