Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/3631 E. 2018/7847 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3631
KARAR NO : 2018/7847
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, iftira
HÜKÜM : 1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan;
TCK’nun 158/1-f, 35/1-2, 52/2-4, 62/1 ve 53.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan;
TCK’nun 204/1, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- İftira suçundan;
TCK’nun 267/1, 269/2, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikayetçi …’nın yetkilisi olduğu şirket adına sahte olarak düzenlenmiş 22.450 TL bedelli çeki, Halkbank Alaşehir Şubesine ibraz ederek bedelini tahsil etmek istediği, ilgili banka tarafından yapılan inceleme sonucu suça konu çekin sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine sanığın herhangi bir menfaat elde edemediği, sanığın kollukta ve savcılıkta verdiği ilk ifadesinde; suça konu çeki olay günü telefonla görüştüğünü söylediği şikayetçi …’a sattığı araba karşılığında aldığını beyan ettiği halde, olay tarihinde adı geçen şikayetçi ile sanık arasında herhangi bir telefon görüşmesinin yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, sanığın daha sonra alınan savunmasında; … isimli kişiyi önceden tanıdığını, ancak suça konu çeki kendisine veren şahsın … olmadığını söyleyerek adı geçen şikayetçi hakkında adli soruşturma başlatılmasına sebebiyet verdiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1) Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyete ilişkin hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın birbiriyle çelişen savunmaları, şikayetçi ve tanık beyanları, kriminal rapor, elde edilen iletişim kayıtları ile dosya kapsamına göre sanığın, şikayetçi …’nın yetkilisi olduğu şirket adına tamamen sahte olarak düzenlenmiş çeki ilgili bankaya ibraz edip, bedelini tahsil etmeye çalışarak üzerine atılı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği yönünde mahkemenin mahkumiyet hükümlerine ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2) İftira suçundan kurulan mahkumiyete ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK’nın 267. maddesine göre; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişinin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, bu kapsamda, somut olayda, sanığın, bankaya ibraz ettiği suça konu çekin sahteliği anlaşılması üzerine, savunmasında bu çeki şikayetçi …’ın satın aldığı araba karşılığında kendisine verdiğini, sonrasında ise, çeki kendisini … olarak tanıtan bir kişinin kendisine verdiğini beyan etmesi şeklindeki eyleminin, adı geçen şikayetçi hakkında adli soruşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirildiğine dair somut delilin bulunmaması karşısında, iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın, iftira suçundan beraatı yerine, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.