Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/3567 E. 2018/7958 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3567
KARAR NO : 2018/7958
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, karşılıksız yararlanma, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 157/1, 52, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan; TCK’nın 207/1, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan; TCK’nın 163/3, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan; TCK’nın 268/1, 267, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Sanığın dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, karşılıksız yararlanma, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçlarından mahkumiyete ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, mağdur …’in TC kimlik numarasını kullanıp adının olduğunu belirtip, kiracı kısmına o şekilde yazarak, katılan …’e ait evi sahte kira sözleşmesi ile kiraladığı ve 2 aylık kira bedeli ile elektrik faturasını ödemediği gibi su sayacını söküp ara boru takarak kaçak su kullandığı ve atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
1)Karşılıksız yararlanma ve dolandırıcılık suçlarına ilişkin hükümlere dair sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın savunmaları, katılan beyanları, kira sözleşmesi, kaçak su kullanma tutanağı, fotoğraflar, oluş ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçları işlediği sabit olduğundan mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş, katılanın aşamalarda; sanığın bu sahte kira sözleşmesine istinaden kendisini olarak tanıtıp evde oturduğunu ve kira alışverişlerinde defalarca gördüğü için teşhis ettiğini, kendisine kira ve elektrik borcu olduğunu ve ödemesi için sanığın bıraktığı numaraları aradığını, ancak ulaşamadığını beyan etmesi, sanığın ise bu evde oturduğunu kabul etmesi, sözleşmeyi kendisi için yaptığını belirttiği ve arkadaşı olduğunu söylediği’yi gösterememesi karşısında tebliğnamedeki dolandırıcılık suçuna ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve özel belgede sahtecilik suçlarına ilişkin hükümlere dair sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a)Kira sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında sanık tarafından mağdur …’e ait kimlik numarasının kullanıldığı iddiasında “işlenen suç nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engelleme amacıyla” hareket edilmediği, atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
b)Her ne kadar özel belgede sahtecilik suçundan sahte kira sözleşmesinde iğfal kabiliyetinin olduğunun kabulü ile mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; fotokopiden ibaret belgelerin sahtecilik suçlarına konu olamayacağı ve aslı olmayan belgelerin iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının objektif olarak tespitinin yapılamayacağı cihetle öncelikle belge aslının denetime elverişli şekilde dosya içerisine alınması, aslının ele geçirilmesi halinde sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, suça konu sahte olduğu iddia edilen belgenin hakim tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri, aslının ele geçirilememesi halinde ise atılı suçun iğfal kabiliyeti unsurunun fotokopi belgelerde tespitinin mümkün olmaması nedeniyle beraat hükmü verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.