Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/3422 E. 2018/7716 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3422
KARAR NO : 2018/7716
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde katılan … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin tekstil işi ile iştigal edip ticari faaliyette bulunduğu ve şirket ortağı ve yetkilisininolduğu, sanıklardan …’ın katılan şirkette kalite kontrol görevlisi olarak çalıştığı, sanıklardan …, …,’in firmasının ortakları diğer sanıklar …, … ve r’in San. Tic. A.Ş’nin ortakları oldukları ve katılan … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin yurt dışına satmak için yurt dışındaki müşterilerinden sipariş aldığı, tekstil ürünlerinin önce numunelerini sonrasında da ürünlerin tümünü fason olarak başka tekstil atölyeleri olan firmalara yaptırdığı, ürünlerin numunelerinin bir kısmını teslim alarak kargo yolu ile müşterilerine gönderdikleri diğer ürünleri ihraç kaydı ile kargo firmalarına üreticiler tarafından teslimini sağlayarak ticari faaliyette bulunduğu, gerek Deri San. ve Tic. Ltd. Şti. gerekse San. ve Tic. A.Ş şirketleri ile de bu şekilde ticari faaliyet içerisinde olduğu,. şikayete konu 15 adet fatura ve bunlara bağlı irsaliyelerin içeriği bakımından gerçekleri yansıtmayan, gerçekte mal teslimi olmayan fatura ve irsaliye düzenlemek şeklinde bu fatura ve irsaliyelerdeki ürünlerin teslim edilmiş gibi görülmesi için Deri San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilileri sanıklar …, … ve Arzu Başkan tarafından sanık …’a değişik tarihlerde imzalatıldıkları bu şekilde sahte fatura ve irsaliye tanzim ederek, icra takibine dayanak yapılarak kullanıldığı icra takibinin kesinleşmesi için şirket yetkilileri Meyreme, Ahmet ve Arzu’nun şüpheli … ile birlikte hareket ederek ödeme emirlerinin de sanık …’ ın teslim almasının sağlanarak bu şekilde 15 adet fatura düzenleyerek icra takibine konu ettikleri, yine şikayete konu diğer 3 adet irsaliye ve faturaların içeriği bakımından gerçekleri yansıtmayan, gerçekte mal teslimi olmayan fatura ve irsaliye düzenlemek şeklinde bu fatura ve irsaliyelerdeki ürünlerin teslim edilmiş gibi görülmesi için San ve Tic A.Ş yetkilileri …, … ve tarafından sanık …’a değişik tarihlerde imzalatıldıkları bu şekilde sahte fatura ve irsaliye tanzim ederek, icra takibine dayanak yapılarak kullanıldığı icra takibinin kesinleşmesi için şirket yetkilileri olan sanıklar Haydar, Şükrü ve Abdulkadir’in sanık … ile birlikte hareket ederek ödeme emirlerinin de …’ ın teslim almasının sağlanarak bu şekilde 3 adet fatura düzenleyerek icra takibine konu ettikleri,bu şekilde sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Özel belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanıklara atılı özel belgede sahtecilik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 7. ve 5252 sayılı TCK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9.madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen suçun, Kanununda gerektirdiği cezalarının türleri ve üstsınırları itibariyle tabi oldukları zamanaşımı süresi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımının 19/10/2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;
Katılanın alınan beyanında; sanıklardan söz konusu faturalarda gösterilen malları teslim almadığı ve faturalara konu mallarla ilgili olarak ticari bir ilişki içerisinde olmadıkları, sanıkların gerçekte mal teslimi olmadığı halde suça konu faturaları düzenleyip, faturalar aracılığıyla icra takibi yaptıklarını beyan ettiği, sanıkların ise savunmalarında; suça konu malları doğrudan yurt dışındaki alıcılara kargo ile gönderdiklerini beyan etmeleri dikkate alınarak, sanıklardan suça konu malları hangi kargo firması ya da firmaları aracılığıyla gönderdiklerinin sorulması ile ilgili kargo firmalarından getirtilen söz konusu kayıtlar üzerinde; faturalarda belirtilen malların kargo firması aracılığıyla gönderilip gönderilmediği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ayrıca katılan firmaya ait ticari kayıt ve defterler ile sanıkların ortağı ve yetkilisi olduğu firmalara ait şirket ticari defterleri, muhasebe kayıtları ve fatura, sevk irsaliyesi gibi belgeler, işletme, muhasebe ve gümrük alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek inceleme yaptırılması, sanık tarafından davaya konu fatura ve sevk irsaliyeleri dışında imzalanan sevk irsaliyesi ve fatura bulunup bulunmadığı tespit edilerek ve katılanın belgeleri imzalamak konusunda tek yetkili olduğunu belirttiği tanık Ayşegül Akşahin’in ve sanıklar Meryeme Yüksel ve … müdafii …’ın savunmasında suça konu faturalar dışında olan 14.06.2006 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinde imzası bulunan ve katılanın çalışanı olduğunu beyan ettiği Murat Erbanın da tanık olarak dinlenilmesi ile şirkette fatura ve sevk irsaliyesi imzalama yetkisine sahip olanların tespit edilmesi ile suçun sübutu halinde sanık …’ın katılan şirkette çalışan olması ve diğer sanıkların eylemininde iştirak niteliğinde olacağı anlaşılmakla; TCK’nın 155/2 maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşacağı da gözetilerek sonucuna göre sanıkların şirket içerisinde ki yetkileri doğrultusunda hukuki durumlarının da ayrı ayrı tayin ve tespiti ile hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.