Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/2931 E. 2018/8128 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2931
KARAR NO : 2018/8128
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK ‘nın 158/1-f-son, 52/2-4, 53 maddeleri ile
TCK’nın 204/1 ve 53. maddeleri gereğince
mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık … tarafından katılana ciro yolu ile teslim edilen Türkiye İş Bankası Mersin Mut Şubesi’ne ait, Bursa 30/02/2009 keşide tarihli, 5.350TL bedelli, 3130775 seri nolu çekin bankaya ibrazı sonucunda karşılıksız olduğunun anlaşılması üzerine, çek sahibi ve keşidecisi olarak görünenhakkında soruşturma başlatıldığı,’in, söz konusu çek karnesini üzerinden çaldırdığını, suça konu çek üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını beyan ettiği, 09/03/2010 tarihli İş Bankası Mut Şubesi’nin cevabi yazısı ile de, çek hesap sahibininolduğu, çekteki imza ile hesap sahibinin bankadaki imzasının farklı olduğunun bildirildiği, katılan şirket temsilcisinin çeki …’den mal karşılığı aldığını beyan ettiği, sanık … ise; çeki açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği isimli şahıstan mal alım satımı sonucunda aldığını beyan ederek, önceki ticari ilişkiyi göstermesi açısından bir fatura ibraz ettiği, hakkında yapılan araştırmada, faturada belirtilen adresin Karacabey ilçesinde bulunmadığının, adresin yanlış veya sahte olabileceğinin tespit edildiği, suça konu çek üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda;adına atfen atılı bulunan imzanın sanık … eli ürünü olduğu ve yine … ismi yazılı yerdeki imzanın da sanık … eli ürünü olduğunun bildirildiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; katılan beyanları, sanık savunması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde, asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurmak suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin kısımların tamamen çıkarılması ve katılana yönelik eylem nedeniyle kurulan hükümde ”Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son maddesi gereğince 535 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 52/2. maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den hesap edilerek sonuç olarak 10.700TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.