Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2016/1102 E. 2017/6296 K. 20.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1102
KARAR NO : 2017/6296
KARAR TARİHİ : 20.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’ nın 158/1-e, 43, 168/2, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın sahibi olduğu …..Medikal isimli işyeri ve daha sonra bu işyeri yerine açılan, ortağı ve yetkilisi olduğu…. Limited Şirketi aracılığı ile … Devlet Hastanesi ve … Ünivarsitesi Tıp Fakültesi Hastenesi’nde ayakta muayene olan ve kliniklerde yatarak tedavi gören hasta ve hasta yakınlarına kendisi ile yanında çalışanlar aracılığı ile ulaşarak, hastaların ihtiyacı olan yara bakım ürünleri ve aksesuarlarının temini için gerekli olan sağlık raporu ve reçete yazımı, faturalandırma ve sosyal güvenlik kuruluşlarından sağlanan yardımı alma hususlarında yardımcı olacaklarını söyleyerek noterden vekaletname aldığı, daha sonra hastaların sağlık karnelerini de alarak gerçeğe aykırı sağlık raporu ve reçeteler tanzim ettirdiği, bazı hastalarda önceki yıllarda benzer yaralar olduğundan, gerçekte hiç yara çıkmadığı halde vücudunda 3-4 yara çıkmış gibi reçeteler düzenlediği yahut düzenlettiği, kolostomi hastası oldukları halde bazı hastalara kolostomi yarasında kullanılmayan CF kodlu yara bakım ürünlerinin reçete ettirilerek, üzerinde genel bir ibare bulunan teslim aldım belgesi imzalatarak ya da onun yerine imzalayarak, sonradan bu belgedeki imzanın altına veya evrakta uygun bir yere vermediği malzemelerin dökümünü yazmak suretiyle gerçeğe aykırı teslim tutanakları düzenlenerek hasta görülmeden yazılan rapor ve reçeteleri kuruma fatura etmek suretiyle 80.691,03 TL haksız menfaat temini suretiyle kamu kurumu aleyhine zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğine dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde öncelikle suçtan elde edilen haksız menfaat miktarının belli ise; tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan, elde olunan haksız yararın iki katı esas alınmak suretiyle ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 158/1-f-son ve 62. maddeleri gereğince adli para cezası uygulanmasına ilişkin kısımdan sırasıyla “5000 gün”, ”7500 gün”, ”3750 gün”, “3125 gün”, “62500 TL” ve “161.382 TL” adli para cezası terimlerinin çıkarılarak, yerlerine sırasıyla “8070 gün”, “12105 gün”, “6052 gün”, “5043 gün” ve “100.860 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi