Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9934 E. 2018/7575 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9934
KARAR NO : 2018/7575
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : …, …, …
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sahtecilik suçundan; TCK’nın 207/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
2-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan; TCK’nın 155/2, 62, 51 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılanlar vekilleri ile sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, … şirketinde çalıştığı dönemde şirkete ait ürünleri müşterilere satıp, makbuz karşılığında tahsilat yapma şeklinde görevleri bulunduğu halde borçlarını kapatabilmek amacıyla müşterilere tahsilat karşılığında verdiği makbuz yerine sonraki numarada gelen makbuza düşük miktar yazmak suretiyle şirkete eksik para teslim ettiği, bu şekilde 34 ayrı müşteri hesabından yapılan 863.000,00 TL tahsilatın şirket kasasına ödenmediğinin iddia edildiği olayda;
1-Katılanlar … ve … vekilleri tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın eylemi nedeniyle Altınapa şirketinin zarar görmesi karşısında; atılı suçlardan doğrudan doğruya zarar görmeyen … ile …’ın kamu davasına katılma haklarının bulunmaması ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararlarının hükümleri temyiz etme yetkisi vermemesi nedeniyle, vekilleri tarafından yapılan vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Katılan … şirketi vekili ile sanık müdafinin sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapmış oldukları temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosya kapsamından, şirket müşterilerinden bir kısmı tarafından yapılan şikayet üzerine verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların akıbetinin araştırılmadığının anlaşılması karşısında; sanığın eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme şekilde şirkete karşı gerçekleşeceği de gözetilerek mükerrer davaların önlenmesi amacıyla takipsizlik kararlarına karşı yapılan itirazların ne şekilde sonuçlandırıldığı araştırılarak, kamu davalarının açıldığının anlaşılması halinde, mümkünse bu dosyayla birleştirilmesi, mümkün değilse, dosyaların aslı ya da denetime elverişli olacak şekilde onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a)TCK’nın 155/2. maddesi gereğince hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Sanığın, tahsil ettiği paraları uhdesinde tutması şeklindeki eylemlerini, 2009 ve 2012 yıllarını kapsayacak şekilde değişik zamanlarda gerçekleştirmesi karşısında; cezasının TCK’nın 43/1. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince artırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
c)Sanığın, zarar karşılığında annesine ait 200.000,00 TL değerindeki evi fabrikaya devrettiklerine dair beyanı karşısında, şikâyetçi şirket yetkilisine zararlarının giderilip giderilmediği, giderildiyse ne zaman giderildiği ile kısmi ödeme söz konusuysa etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakat gösterip göstermedikleri sorularak sonucuna göre, TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.