Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9819 E. 2015/26814 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9819
KARAR NO : 2015/26814
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın 28/08/2014 tarihinde şikayetçi A… ’ın gişe memuru olarak çalıştığı … PTT Şubesine giderek kendisini katılan … olarak tanıttığı ve …’a ait nüfus cüzdanını ibraz ederek 15.000 TL kredi çekmek için müracaat ettiği, şikayetçi Akın’ın nüfus cüzdanındaki bazı bilgilerden şüphelenerek sanığın kimlik bilgileri ile ilgili bazı bilgiler sorduğu, sanığın hareketlerinde kuşkulandığı ve sanığı oyalama amaçlı kredi başvuru formunu doldurmasını söyleyerek PTT güvenlik görevlisine polisi aramasını söylediği, bu sırada sanığın şüphelenerek arabadan bir şey alacağını söyleyip postane giriş kapısına yöneldiği ve koşarak kaçmaya başladığı sırada PTT güvenlik görevlisi ve vatandaşlar tarafından yakalandığının iddia ve kabul edildiği olayda;
Katılan …’un kimliği kullanarak …. PTT Şubesi’nden ve Vakıfbank’tan kredi çekildiğini, … PTT Şubesinden ise kredi çekilmek istendiğini beyan etmesi, PTT Şubesi’nden ve Vakıfbank’tan kredi çekilmesi ile ilgili olarak…. mahkeme tarafından suç duyurusunda bulunulması karşısında; sanık hakkında… PTT Şubesi’ne ve Vakıfbank’a yönelik eylemleri yönünden açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa birleştirme kararı verildikten sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, TCK’nın 43/1. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/06/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.