Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9368 E. 2015/27394 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9368
KARAR NO : 2015/27394
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; katılanın cep telefonunu arayarak kendisini Mamak Emniyet Müdürlüğünde görevli Başkomiser … olarak tanıtan şahsın katılan adına 3 adet kredi kartı çıkartıldığını, kartı çıkartan çeteyi takip ettiklerini, kendilerine yardımcı olması halinde bu çeteyi yakalayacaklarını, bunun bir vatandaşlık ve insanlık görevi olduğunu” söyleyerek, katılandan bankaya giderek parasını çekmesini ve söyledikleri yerlere yatırmasını istedikleri, katılanın banka hesabının bulunduğu Finansbank …şubesindeki hesabından çektiği 20.000 TL’yi telefondaki kişilerin yönlendirmesiyle, sanıklardan … adına … PTT şubesine havale ettiği, ancak telefondaki kişilerin katılandan daha fazla para alabilmek amacıyla “Çete üyelerinden birisini yakaladıkları, telefonu savcıya vereceklerini ve savcının kendisi ile görüşeceğini söyleyerek telefonu başka bir şahısın alarak konuşmaya başladığı ve savcı olduğunu söyleyen bu şahsın katılana “çete üyelerini yakalayabilmeleri için 3 ayrı yere daha para göndermesi gerektiğini” bildirmesi üzerine katılanın aynı gün değişik isim ve hesaplara farklı miktarlarda para havale ettiği, sanıklardan …’ın … ile beraber PTT’ye giderek parayı çekerek …’a verdiği, …’un da parayı sanık …’a verdiği olayda,
1-Sanıklar …, … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde;
Bozma sonrası yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mersin 1. ACM’nin 2010/86 E, 2011/368 K. sayılı 05/10/2011 tarihinde kesinleşen mahkûmiyet hükmünün mükerrirliğe esas alınması gerekirken, CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Mersin 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/547-1193 esas ve karar sayılı ilâmının tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından ”Sanıklardan Abdulselam Oğuz’un sabıkasında Mersin 4. Sulh Ceza mahkemesinin 2009/547-1193 E-K sayılı tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğundan sanığa verilen cezanın TCK’nun 58/6-7 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,” paragrafının çıkartılarak, yerine, “Sanık … Oğuz’un Seyhan Mersin 1. ACM’nin 2010/86, 2011/368 esas ve karar sayılı ilamı gereğince, cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gözetilerek 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca şartlı salıverilmeye eklenecek sürenin, yanılgılı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.