Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9265 E. 2015/27251 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9265
KARAR NO : 2015/27251
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Dosya kapsamındaki katılan ve sanık beyanlarına göre sanık tarafından …. Ltd. Şti adına 30.12.2005 vadeli 3.000 TL bedelli olarak tanzim edilmiş olan senetle ilgili olarak katılan tarafından adı geçen şirket aleyhine Mersin 3.İcra Müdürlüğü’nün 2006/893 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, senet üzerinde yer alan kaşede belirtilen adrese icra müdürlüğünce hacze gidildiğinde söz konusu adreste …. Tic. Ltd. Şti. olduğunun vergi levhasından anlaşılıp haciz işleminin yapılmadığı, icra müdürlüğü aracılığı ile Mersin Ticaret Sicil Memurluğu ile yapılan yazışmalarda söz konusu şirketin Ticaret Sicil Memurluğu’nda kaydının olmadığının bildirildiği, senet üzerinde kaşede yer alan telefon numarasının … isimli bir kişi adına kayıtlı olduğu, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışmalarda böyle bir şirketin mükellefiyet kaydına rastlanmadığı ve böylece sanığın yüklenen suçu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında, katılanın borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatılıp senet üzerinde ismi yazılı şirket adresine haciz için gidildiğinde bu adreste … . Ltd. Şti. olduğunun bahisli haciz yapılamamış ise de, sanık vekilinin ibraz ettiği belgelere göre, … Ltd. Şti ile … . San. Tic. Ltd. Şti’nin aynı şirket olduğu ve adresin aynı olduğu, senet üstünde yazan telefonunda sanığın şirket adına kaşelerinde kullandığı ve ödendiği anlaşılan bir çok senetlerdeki telefon numarası ile aynı olduğu, sanığın senetteki borç ve imzayı inkar etmediğinin anlaşılması karşısında, atılı suçun sanık tarafından işlenmediği anlaşılmakla beraatine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.