Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9261 E. 2015/27110 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9261
KARAR NO : 2015/27110
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp; onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, www.sahibinden.com adlı internet sitesinde yayınladığı satılık araç ilanını gören şikayetçinin, verilen telefon numarasını (aboneliği…. adına olan) arayıp, otomobile … olmasını müteakip taraflar arasında sağlanan ön mutabakat doğrultusunda, … (Ing Bank) Heykel şubesi nezdinde sanık adına açılmış olan hesap numarasına “kapora” adı altında internet bankacılığı işlemi ile para havalesinin sağlanıp, ATM kanalıyla paranın çekilmesi ve alım-satıma konu aracı görüp-işlemleri tamamlamak üzere buluşma noktasına gelen katılana, telefonla kurulan irtibatta “…satmaktan vazgeçtim…” denilerek haksız yarar sağlanması eyleminin sübutu halinde TCK’nın 158/1-f-son maddesinde tanımlanan “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdiri görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı nazara alınarak “görevsizlik kararı” verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/06/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.