Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9105 E. 2015/28571 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9105
KARAR NO : 2015/28571
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/410540

Dolandırıcılık suçundan şüpheliler M.. O.. ve A.. O.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/02/2013 tarihli ve 2012/192975 soruşturma, 2013/1664 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2013 tarihli ve 2013/519 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05.12.2014 gün ve 2014-22099/73346 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.09.2015 gün ve 2014/410540 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin dolandırıcılık iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında, uyuşmazlığın hukuki nitelik arz ettiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelilerden M.. O..’un savunmasının alınması, müştekinin olaylara tanık olduğunu belirttiği …. ve ……’ün dinlenilmesi, söz konusu banka kayıtlarının getirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05.06.2013 tarih ve 2013/519 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.