Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/9087 E. 2015/26106 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9087
KARAR NO : 2015/26106
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, konut dokunulmazlığının ihlali, hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği Düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek, failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma, dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak, konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.
Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen yada rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, (mesken) bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Medeni kanunun 19. maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK anlamında bir konuttur. Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat); konuta bitişik yada onun yakınında olan, konut veya benzerî yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus, olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir.
Apartman giriş kapısından sonraki koridorların, merdiven ve merdiven boşluklarının, daire giriş kapısı ön kısımlarının, sahanlıkların apartmanda oturanlara ait ortak “eklenti” olduğunun kabulü gerekir. Apartman dış kapısının açık kalması, bu kısımların eklenti olma niteliğini etkilemeyeceği gibi eklenti sayılmamasına da neden olmaz.Dış kapının konması;bu yerlerin dış alemle ilgisinin kesildiğine ve yasa dışı bir amaçla içeri girilmesine izin verilmediğine ilişkin iradenin bir göstergesidir. merdivenler ve sahanlık, konuta giriş çıkış için zaruri, konutun kullanış amacını tamamlayan ve sağlayan, konuta bağlı yerlerdendir.Her isteyenin bu yerlere girmesi ve yararlanması olanaksızdır. Sahanlık ve merdiven olmadan konut olamayacağı gibi, konut olmadan da merdiven ve sahanlık olamaz.Bu itibarla konut ve apartman merdiveni birbirinden ayrılmaz birer parça ve merdivenler konutun, eklentileridir.
Rızaya aykırı olarak girme veya rıza ile girildikten sonra çıkması istenilmesine rağmen çıkmayan kişi bu eylemini, açık bir rızaya gerek olmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde işlemesi hâlinde Fail ikinci fıkraya göre cezalandırılacaktır. Girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri, Avukatlık bürosu, Doktor muayenehaneleri, Emlak bürosu, Mimar bürosu, vb. gibi izinle girilmesi gereken yerlerdir. Girilmesi mutat olan yerlere, süper marketler, mağazalar, dükkanlar, pasta salonları, kahvehane, restoran ve lokantalar, sinema, tiyatro, otel, bar, hastane, örnek gösterilebilir. Halka açık olduğu saatlerde bu gibi, yerlere giriş de suç oluşmaz. Ancak halka kapalı olan saatlerde buralara rıza haricinde girilmesi hâlinde bu fıkradaki suç oluşacaktır.
Evlilik birliğinde aile bireylerinden birinin rızasının olması, hukuka uygunluk sebebidir. Konutun birden fazla kişinin ortak kullanması durumunda, bunlardan birinin rızasının olması hukuka uygunluk sebebidir. Konut, sahibinin rızasıyla bu yere girilmesi hâlinde suç oluşmayacaktır. Konuta veya eklentiye girmenin gizli veya hile ile olması, konut sahibinin rızası olmadığını göstermekte ve alenen girme hâlinde men edileceğinin delilini teşkil etmektedir…. varlığı veya yokluğu, failin davranışlarına; amacına, giriş nedenine göre tespit edilmelidir. Yerel ve olaysal koşullar, gelenekler nazara alınmalıdır.Sütçünün süt, gazetecinin gazete, postacının mektup bırakmak için eklentiye girmesinde örtülü rıza mevcuttur.
Ancak aynı yere, ırza geçmek, söz atmak, tasaddide veya sarkıntılıkta bulunmak, röntgencilik yapmak için girilmesinde rızanın varlığı kabul edilemez. Çünkü; eklenti sahibinin huzuru, güvenliği bozulmuş, kişisel özgürlüğü ihlâl edilmiştir. Bu itibarla; eklentiye girmede, burayı kullanma ve tasarruf etme hakkına sahip olanların rızalarının tespiti zımnında, sanığın davranışları değerlendirilmeli, giriş amacı araştırılmalı, olaysal olarak değerlendirme yapılmalıdır. Her iki halde de rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması zorunludur. Meşru amaç, hukuka aykırı olmayan, hukuk düzeni tarafından suç kabul edilmeyen, haksız sayılmayan, yani hukuk düzenini bozmayan amaçlardır. Eşlerden birinin, şehvet amacıyla bir başkasını konuta alması hâlinde, meşru bir amaca yönelik olmadığından, vaki rızası geçersizdir.
Suçun, cebir kullanmak suretiyle işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir. Cebirin konut içinde bulunan herhangi bir kişiye karşı kullanılmış olması yeterlidir. Konut için rıza beyan etmeye yetkili kişiye yapılması zorunlu değildir. Cebirin, kişilere karşı kullanılması maddenin konusudur. Eşyaya karşı kullanılan cebir hâlinde ağırlaştırıcı neden uygulanmaz.Burada söz konusu olan cebir, kasten yaralama suçunda tanımlanan ve kişide basit bir tıbbı müdahaleyle giderilebilecek olan fiziki güçtür. Bu ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise hem bu suç oluşacak hem de kasten yaralama suçundan dolayı ayrı ayrı cezalara hükmedilecektir. Suçun tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi ağırlaştırıcı nedendir. Failin konut sahibini kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirerek bu suçu işlemesi hâlinde, maddenin son fıkrası uyarınca ceza tayin edilecektir.
Fiilin gece vakti işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir. Geçe vakti TCK madde 6’da tanımlanmıştır. Gece vakti güneşin batmasından bir saat sonra başlar ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresidir.
Sanığın evinde 30/01/2009 tarihinde Mengen Sulh Ceza Mahkemesinin 30/01/2009 tarih ve 2009/16 D.İŞ nolu kararı ile yapılan aramada şikayetçi …’in evinden çalınan eşyalar ile daha önce sanığın yanında çalışmış olduğu şikayetçi …’a ait eşyaların bulunduğu, her ne kadar sanık …’e ait eşyaları ….isimli şahıstan aldığını beyan etmiş ise de, bu şahsın gerçekte var olup olmadığın tespit edilemediği ve sanığın şikayetçi…’ın yanında çalışırken kendisine teslim edilen suça konu eşyaları, işten ayrıldığı zaman katılana iade etmeyerek teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğu şeklindeki olayda;
1-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde,
a-Sanığın, şikayetçi …’a ait eşyaları bulunduğu yerden şikayetçiden habersiz olarak alma eyleminde, eşyaların sanığa tevdi ve teslim edilmemiş olması da göz önünde bulundurularak sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususu tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken C-1 bölümünde sanık olarak hakkında dava açılmayan ve dosya ile ilgisi bulunmayan…’ın gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.