Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/8922 E. 2015/26066 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8922
KARAR NO : 2015/26066
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık …’ün … Gıda inşaat Ltd. Şti’nin müdürü olduğu, sanık …’ün ise aynı şirketin çalışanı olduğu, sanıkların … ve …’a kazan yaptırdığı, yapılan kazanın bedeli karşılığında dava konusu çekleri posta yoluyla … ve …’a gönderdiği, sonrasında … ve …’un …den demir aldığı, bedeli karşılığında söz konusu çekleri verdiği, …yetkililerinin çekin bedelini tahsil etmek amacıyla bankaya başvurduğu, çeklerin karşılığının bulunmadığını öğrendikleri sonrasında söz konusu çekler üzerinde yer alan imzanın çek keşidecisi …’e ait olmadığının tespit edildiği ve çeklerin sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia olunması karşısında, yüklenen dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlıklarından olan çekin kullanılması suretiyle işlendiği anlaşılmakla, eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, üst Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.