Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/8817 E. 2015/26758 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8817
KARAR NO : 2015/26758
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılığı
HÜKÜM : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla,bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir. Türk Ticaret Kanunu’nun 14. maddesinde; Tacir, kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından … bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir. Ticaret şirketleri,aynı yasanın 124. maddesinde, Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler kanunun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Buna göre; Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir. Bu suçun oluşabilmesi için,Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.
Katılanın … Nakliyat Petrol Ürünleri İhracat İthalat İnşaat Ticaret Limited Şirketi (… Şti)’nin sahibi ve sorumlu müdürü olduğu, sanık … ile … Nakliyat Turizm İnşaat Otomotiv Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (… Şti)’ni kurdukları ve bu şirkette sanık …a’nın % 50, katılanın % 40, katılanın oğlu olan sanık …’ın ise % 10 hisse sahibi olduğu, şirketi temsile sanıklar …a ve ‘ın müştereken yetkili oldukları, taraflar arasındaki anlaşmaya göre, katılan sahibi olduğu … Şti.’nin araçlarını yeni kurulan … Şti.’ne kiraladığı, zaman içerisinde sanık …a’nın şirketi ele geçirmeye ve tek başına sahip olmaya yönelik olarak katılana Çorum ‘da yaptığı inşaat nedeniyle borçlarından dolayı şirkete hisselerine zarar görmemesi için hisselerini oğluna devretmesini söylediği, sanık …a ile birlikte hareket eden sanık …’ın da fiilen şirketten uzak olan babasına şirketteki hissesi az olduğundan hesapları düzgün alamadığından kendisine düzenli bilgi veremediğini söyleyerek hisselerini kendisine devretmesi konusunda ikna ettiği, akabinde sanık …a’nın bu kez sanık …’ aynı şekilde şahsi borçlarından dolayı alacaklılarının şirketteki hissesine yönelmesini engellemek bahanesi ile, borç bittiğinde hisselerini iade etmek üzere kendisine devretmesini söylediği, aralarındaki ticari ortaklık ve oluşan güven duygusuna istinaden sanık …’ın babasından devraldığı hisselerle birlikte hissesinin tamamını sanık …a’ya bedelsiz olarak devrettiği, her ne kadar sanık …a Ankara 51. Noterliği’nin 05.08.2009 tarih ve 14678 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesinde belirtildiği üzere 49 bin TL karşılığında hisseleri aldığını bildirmişse de, şirketin mali durumu, uhdesinde çok sayıda araç, çekici ve dorse bulundurması,bizzat sanık …a’nın iddia ettiği aylık araç kira bedelinin dahi bu miktarın üzerinde olması karşısında sanık savunmasına itibar edilemeyeceği, şirket hisselerinin tamamını alan sanık …a ile hisselerin kendisine iade edileceğini düşünen sanık …’ın … Şti.’na ait araçların … Şti.’ne kiralandığı, borcu biten araçların ise … Şti.’ne devir edileceği hükümlerini içeren 02.01.2009 tarihli kira sözleşmesini imzaladıkları, sanık …’ın sözleşmeye katılanın yerine imza attığı ve sanıkların bu sahte kira sözleşmesi ile … Şti.’ne ait araçların zamanla … Şti.’ne geçmesini sağladıkları, hatta bu doğrultuda sanık …’ın babası katılandan aldığı vekalete istinaden araçları … Şti.’ne devir ettiği ve … Şti.’ne ait araçların parçalarının sanık …a’nın, … Şti.’nin araç sevk ve irtibat sorumlusu … in ve kademeden sorumlu başşoför Bayram Tetik’e verdiği talimat gereği bir kısmı sanık … Aşkın tarafından, büyük çaplı olanlar ise Ostim Sanayi’sine götürülerek sökülüp … Şti.nin araçlarına takıldığı ve … Şti.ne ait araçlarda bilirkişi raporuna göre 779.571,73 TL zarar oluştuğu, her kadar sanıklar savunmalarında o an için işleri aksatmamak adına hareket etmesi mümkün olmayan araçlardaki bazı küçük parçaların ustaların insiyatifiyle değiştirildiğini belirtmişseler de, zararın büyüklüğü ve aksi yönde tanık beyanları karşısında savunmalara itibar edilmediği, sanık …a’nın yukarıda bahsi geçen … Şti. aleyhine hileli hareketlerle menfaat temin etmek ve … Şti.ni ele geçirmek kastı çerçevesinde,savunmalarında … Şti.nden kiraladıkları araçların kira bedellerini düzenlenen faturalara istinaden ödediğini beyan etmesine rağmen, henüz fatura düzenlenmeden … Şti hesabından 270 bin TL ve 205.110 TL bedelli çekleri sanki … Şti.’nden kiraladıkları araçların kira bedellerine karşılık verilmiş gibi … Şti lehine keşide ettiği,fikir ve eylem birliği içindeki sanık …’ın da bu çekleri … Şti kaşesi altına ciro ettiği, akabinde çeklerin … Şti muhasebe kayıtlarına da girmesi için 12.01.2010 tarihli tahsilat ve tediye makbuzuna işleyerek … Şti.’nin muhasebecisi sanık …’ vererek , … Şti.’nin ön muhasebe işlerine bakan tanık …’a, “patronlar bekliyor şu makbuzu imzala” denilerek makbuza ve çeklerin arkasına sanık …’ın cirosundan sonra gelecek şekilde imzası alındığı, daha sonra sanık …’in kendi adına ciroladığı çekleri tahsil ederek parasını sanık …a’ ya teslim ettiği,paranın … Şti. Hesabına hiç girmemesine rağmen, muhasebe kayıtlarında görüldüğünün şirket muhasebecisi tarafından katılana bildirildiği, kendisine ödeme yapılmaması üzerine katılanın araçlarını teslim almak için … Şti.’nin kademesine gittiğinde bir kısım araçlarının parçalarının sökülmüş yürümez halde olduğunu, bir kısmının … Şti. Tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle banka kredi borcu nedeniyle yedi emin parkına çekildiğini fark ederek şikayetçi olduğu, akabinde hisselerin tamamının sanık …a’nın eline geçtiğini öğrendiği, bu şekilde sanıklar … ve …’in üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, sanık hakkında 24.09.2013 tarihinde verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı katılan vekilinin yaptığı itirazı üzerine, Sincan 3.Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı inceleme sonucunda verdiği ret kararı ile verilen hükmün kesinleştiği anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanık savunması, katılan ile tanık ifadesi, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 11.6.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.