Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/8804 E. 2018/8110 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8804
KARAR NO : 2018/8110
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık … için; CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat,
Sanık … için; TCK’nın 158/1-e-so, 43, 62, 52, 53. TCK’nın 204/1, 43, 62, 53. TCK’nın 207/1, 43, 62, 53, maddeleri uyarınca mahkumiyet

Görevi kötüye kullanma suçundan sanık …’in beraatine ilişkin hüküm katılan vekili, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık …’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’ın ölen annesiyerine 2008-2010 üretim sezonlarında, babası yerine ise 2006-2010 üretim sezonlarında ÇKS için başvuru yaptığı, veadına düzenlenmiş doğrudan gelir desteği başvuru dilekçeleri ile mazot-kimyevi gübre ve toprak analizi desteği başvuru dilekçelerine imza atarak sahte şekilde evrak tanzim ettiği ve bu dilekçeleri ÇKS başvuruları için kullandığı, köy muhtarı le azalar , ve adına imza attığı ve resmi evrak niteliğinde bulunan belgeleri sahte şekilde düzenlediği, toplam 7.078,33 TL haksız kazanç sağladığı; İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi olan sanık …’ınsa ÇKS dosyalarını ilgili kişilerin kimliklerini kontrol etmeden teslim alarak kamunun zararına neden olduğu; bu suretle teselsül halinde, sanık …’in nitelikli dolandırıcılık, özel ve resmi belgede sahtecilik; sanık …’in görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
I-Sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Sanık savunması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanığın doğrudan gelir desteği için bildirdiği taşınmazların baba ve annesinden kalan yerler olduğu ve temyiz dilekçesinde kardeşleri tarafından yetkili kılınıp vekalet verildiğini belirtip buna ilişkin evrak örneklerini de sunduğunun anlaşılması karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için öncelikle; refakate ziraat ve fen bilirkişisinin alınarak, sanığın resmi veya fiili olarak toplamda ne kadar taşınmazının bulunduğu, sanığın fiilen bahse konu taşınmazlarda zirai faaliyet yapıp yapmadığı, sanığın destekleme primi için ölen anne ve babası yerine beyanda bulunduğu tarihlerde, söz konusu taşınmazlarda sanık veya başkası tarafından yapılmış gerçek bir ekim olup olmadığı, bu ekimin ne şekilde yapıldığı, hangi taşınmazlar için, hangi dönemde ne kadar destekleme primi alındığı, bu taşınmazların ekiminin fiilen kim tarafından yapıldığı, sanığın, kendisine ait olan fakat destekleme primi almadığı ve ekim yaptığı başka taşınmazlarının bulunup bulunmadığı, bunlara dair kayıtların neler olduğu konusunda ayrıntılı rapor alınması, konu ile ilgili olarak köy muhtarı, ihtiyar heyeti, komşu parsel malikleriyle, sanığın anne ve babasının ölümünden sonra tarlalarının kim tarafından kullanıldığı hususunda sanıkla birlikte mirasçı olan kardeşlerinin tanık sıfatıyla dinlenerek, sanığın anne ve babasına ait söz konusu tarlaları kullanmasına mavafakatlarının olup olmadığının sorulmasından ve yargılama konusu belgelerin hangi tarihlerde kuruma verildiği araştırıldıktan sonra, sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediği ve kurum zararının bulunup bulunmadığının da karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafi ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.