Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/8693 E. 2016/483 K. 18.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8693
KARAR NO : 2016/483
KARAR TARİHİ : 18.01.2016

Tebliğname No : 3 – 2013/238083

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/605, 2013/256
SANIK : H.. A..
SUÇ : Mala zarar verme, silahla basit kasten yaralama, hakaret
SUÇ TARİHİ : 07/07/2012
H

Mala zarar verme, silahla basit kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, gereği düşünüldü;
Sanığın, trafikte katılanlarla yol verme meselesi nedeniyle tartıştığı, araçtan inerek katılanlara ait aracın camını kırdığı, ele geçmeyen sopayla katılanları basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı ve katılanlara alenen sinkaflı hakaret ettiği, böylece sanığın mala zarar verme, silahla basit kasten yaralama ve hakaret suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın eksik inceleme ile karar verildiğine ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Silahla basit kasten yaralama ve hakaret suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a- Silahla basit kasten yaralama suçundan verilen hüküm açısından; 5237 sayılı TCK’nın 6/f-4. Maddesine göre, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeylerin silah sayılacağı hüküm altına alınmış olmakla, suçun sopayla gerçekleştirildiğine dair delil bulunmaması, aksi kabul edilse bile sanık tarafından kullanıldığı belirtilen sopanın da ele geçirilememiş olması, bu nedenle saldırı veya savunmada ne şekilde kullanılacağının belirlenemeyecek olması karşısında, söz konusu sopanın silah olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınarak, sanığın basit kasten yaralama suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde silahla basit kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilerek fazla ceza tayini,
b-Her iki hüküm açısından; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda katılanın tazminat talebi olmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret ve basit kasten yaralama suçundan doğan herhangi bir maddi zararının bulunmadığı da gözetilerek kayden sabıkasız olan ve 18.12.2008 tarihli celsede “mahkumiyet kararı verilmesi halinde CMK’nın 231.maddesinin uygulanmasını” isteyen ve olumlu kanaat oluştuğu gerekçesiyle cezası ertelenen sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususu değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “zararın giderilmediği” biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.