YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8332
KARAR NO : 2015/31177
KARAR TARİHİ : 11.11.2015
Tebliğname No : 15 – 2013/342094
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2013/31 (E) ve 2013/435 (K)
SANIK : İ.. Ö..
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Sanık ile katılanın aynı işi yaptıkları ve aralarında eskiye dayalı husumet olduğu, olay günü ……. Mahallesinde bulunan …. Sokak üzerinde katılan sanık G.. G..’ün arabasıyla hareket halinde iken, diğer sanık ile karşılaştıkları, katılan G.. G..’ün aracın camını açarak sanığa “oruspu çocuğu ben sana gösteririm” dediği, sanık İ.. Ö..’ün de aracın yanına giderek “bu mahalle senin mezarın olacak, seni yaşatmayacağım, benim dokunulmazlığım var” dediği ve aracın arkasından koşarak tekme ve taşla araca vurduğu, araçta yapılan incelemede sol ön çamurluk üzerinde çizilme ve sol arka kapıda ayak izi olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanığın mala zarar verme ve tehdit suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanık hakkında tehdit suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre, sanığın tehdit suçunu işlediğine ilişkin aleyhinde savunmasının aksine dosyada mevcut yeterli, şüpheden uzak, inandırıcı ve kesin deliller elde edilemediği gerekçesine dayanan kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Mala zarar verme suçundan verilen düşme kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
Dosya kapsamına göre, katılanın aracın kızına ait olduğunu, ancak yurt dışında olduğundan aracı kendisinin kullandığını beyan ettiği, zarar gören aracın tescil sahibi kızı olsa dahi katılanın suç tarihinde zilyetliğinde olan araca yönelik suç oluşturan fiillerden dolayı zilyet bulunan katılanın şikayet hak ve yetkisi bulunduğu gözetilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde süresi içerisinde araç malikinin şikayeti bulunmadığından bahisle düşme kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş,katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.