Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/8247 E. 2015/31138 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8247
KARAR NO : 2015/31138
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/346626
MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/409 (E) ve 2013/202 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, basit tehdit

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine yapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Katılan ile katılan sanık Cavidan’ın evli oldukları ve öğretmenlik yaptıkları, diğer katılan sanık G.. E..’ün çocuğu olan S.. P..’nın ise katılanın öğrencisi olduğu, katılan ile katılan sanık Gülçin arasında husumet bulunduğu, katılan sanık Gülçin’in aralarındaki husumeti bitirmek amacıyla oğlu ile katılan sanık Cavidan’a gül gönderdiği, katılan sanık Cavidan’ın ise gülü yanına almayarak duvarın üzerinde unuttuğu, buna sinirlenen diğer katılan sanığın, katılana ait aracı çizdiği, katılanın aracına zarar verilmesi ile ilgili olarak yanında eşi olan katılan tanık Gülçin’de varken Sarp ile sınıfta konuşmaya başladıkları, burada Sarp’ın katılana, aracı annesinin çizmiş olabileceğini belirttiği, sonrasında da sınıfta bulunan katılan sanık Cavidan’ın Sarp’a hitaben “anneni hapse attıracağım, sen annesiz kalırsın, ben de parasız kalırım” dediği, böylece katılan sanıkların üzerilerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda, katılan sanık beyanları, tanık beyanları, mağdur beyanı ve tüm dosya kapsamına göre katılan sanıkların üzerilerine atılı suçların işlendiğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.