YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7819
KARAR NO : 2015/30862
KARAR TARİHİ : 05.11.2015
Tebliğname No : 15 – 2013/334671
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/919 (E) ve 2013/321 (K)
SANIKLAR : U.. Y.., H.. İ.., A.. K..
SUÇ : Mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Müştekinin, 04.03.2013 tarihinde yargılama sırasında alınan beyanı ve temyiz isteminin davaya katılma iradesini içerdiğinden, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. ve 238. maddeleri uyarınca davaya katılmasına karar verilerek ve hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek, failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma, dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak, konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır. Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen yada rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, (mesken) bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Medeni Kanun’un 19. maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK anlamında bir konuttur Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat) ;konuta bitişik yada onun yakınında olan, konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus, olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir.
Sanıkların, katılan tarafından kiralanıp, otopark olarak kullanılan taşınmaza, izinsiz olarak girip, işyerinin etrafını çeviren tel çitleri çekiç ile kesip, sökmek suretiyle üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık U.. Y..’in dava konusu oto park olarak kullanılan yerin hissedarlarından olduğu, kardeşi olan Şafak Yüksel’in kendi hissesini katılana kiraya verdiği, kendisinin de tapu maliki olduğu yere girmek için tel örgüleri açtığı ve yine diğer sanıklar H.. İ.. ve A.. K..’ün fiili eyleme katıldıkları yönünde katılanın beyanı dışında delil elde edilmediği gerekçeleriyle mahkemenin sanıkların “beraatlerine” karar verilmesi gerektiğini takdir eden kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 05.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.