Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/7667 E. 2015/27045 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7667
KARAR NO : 2015/27045
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandıcılık, dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, bu örgüte üye olma ve bu örgüt adına suç işleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I- Sanık … hakkında temyiz isteminin reddi kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip 22.01.2014 tarihinde tebliğ olunan 26.12.2013 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, sanığın 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gererken 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen yasal süre geçtikten sonra yaptığı, temyiz inceleme isteminin reddine dair 01.12.2014 tarih ve 2012/15 esas 2013/186 karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden; bu karara yönelik sanığın 08.12.2014 havale tarihli dilekçesiyle vaki temyiz itirazlarının reddiyle, anılan “ek kararın” ONANMASINA,
II-Sanıklar …, …, …, … …, …, … hakkında nitelikli dolandıcılık, dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

TCK’nın 158. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bu düzenlemeyle, failin, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırı sayıldığını ileri sürerek ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin etmesi nitelikli dolandırıcılık kabul edilmektedir. Suçun maddî unsuru, kamu görevlileri yanında hatıra sayıldığının, onlarla ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, yapılacak aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere, para veya başkaca menfaat almak, kabul etmektir.
Kamu görevlisi, TCK’nın 6. maddesinde tanımlanmış ve açıklanmıştır. Bu suçun meydana gelmesi için, suç konusunun resmî nitelikte bir iş olması ve failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan bahsederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmesi gerekir. Faildeki ahlaki kötülüğün, yalnız başkalarını dolandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu görevlilerini şüphe altına sokmasındaki vahameti, suçu nitelikli hâle getirmiştir.
Bu iddia yapıldığında, o kamu görevlisinin gerçekten var olup olmadığı, yada o işi yapmaya yetkili bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisi sayılmayan bir kişiyle ilişkisinden dolayı bir yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Kamu görevlisinin taraflarca tanınan ve bilinen bir görevli olması aranmaz. Asıl olan tarafların anladıkları ve anlattıkları memurun makam olarak belirlenebilen bir görevli olmasıdır. Failin mağdurdan sağladığı çıkarı ….Başsavcısına, …kaymakamına, vereceğim şeklindeki beyanında Başsavcının, Kaymakamın kişi, makam ve görev olarak yeterince belirliliği bulunmaktadır. Failin, belirli bir memur yanında hatırı sayıldığından bahsedilmeksizin, bakanlardan, milletvekillerinden, hakimlerden tanıdıkları olduğu ve işi halledeceğini söyleyerek çıkar sağlanması halinde basit dolandırıcılık söz konusu olacak ve TCK’nın 158/2. maddesi uygulanamayacaktır. Keza, failin, belli bir memur yanında hatırı sayıldığından söz etmeksizin kendisini kamu kurumunda görevli (müfettiş, genel müdür vb.) olarak tanıtıp müştekinin tayinini yaptırabileceğini söylemesi halinde eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
Kamu görevlisine gerçekten ve onun bilgisi içinde çıkar sağlanmış ise eylem rüşvet suçunu oluşturacaktır.
Sanıklar … ve …’un dolandırıcılık suçu amacıyla suç örgütü kurdukları, bu kişilerin aynı zamanda kurulan suç örgütünün yöneticisi oldukları, mağdurları dolandırmadan önce, dolandırma eylemlerini işledikleri sırada ve dolandırma eylemleri tamamlandıktan ya da teşebbüs aşamasında kaldıktan sonra birbirleriyle sürekli irtibat halinde oldukları, özellikle suçların işlenişi sırasında uygulayacakları yöntemler hakkında birbirleriyle telefonla görüştükleri, bazen de dolandırıcılık ürünü paraların yatırılması için kullanacakları hesap numaralarını SMS yöntemiyle birbirlerine gönderdikleri, bu şekilde birbirleriyle sürekli haberleştikleri ve dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs eylemlerinin tamamını ve suçun, unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilen mağdurlar …, …, … ve … … yönelik eylemleri, yine bunların haricinde İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin (kapatılan İzmir 23. As.CM.) 2012/214 Esas ve 2013/287 Karar sayılı dosyasında sanık …

Yıldız’ı yönlendirerek diğer olaylara benzer şekilde gerçekleşen dolandırıcılık eylemini sanık …’un bizzat organize ettiği, diğer sanıklar… …, …’ün bu örgüte üye oldukları, sanık …’ün ise bu örgüt adına suç işleme suçunu işlediğinin iddia edildiği bu kapsamda,
Katılan … Yalçın’a yönelik olarak, sanık …’un, Erzincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu aradığı, infaz koruma memurlarından, cezaevinde tutuklu olarak bulunan Sefa Savaş ve …’in bilgileri ile yakınlarının telefon numaralarını aldığı, katılan …’in kullandığı telefonu arayarak kendisini Erzincan Cumhuriyet savcısı olarak tanıttığı ve Erzincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan eşi …’in kefaletle serbest bırakılacağını, bunun için 6.000 TL para yatırması gerektiğini söylediği ve tutukluya ait bilgileri aktararak katılanın güvenini kazandığı, katılanın telefonu …’a verdiği, aynı konuyu sanığın …’e aktardığı ve ertesi gün saat 09:00’da parayı yatırmaları gerektiğini belirttiği, bu durumu teyit etmek açısından …’ın, teyzesi katılan …’a ertesi gün ceza infaz kurumuna giderek eşiyle görüşmesini söylediği, …’in ertesi gün eşiyle görüştüğü ve eşinin de cezaevi savcısının memurlardan kendisiyle ilgili bilgileri aldığını belirtmesi üzerine sanık …’ın verdiği ve bir diğer sanık … adına kayıtlı hesaba, 6.000 TL’nin … tarafından havale edildiği, havale edilen bu paranın 1.000 TL’sinin ATM’den, 5.000 TL’sinin ise saat banka şubesinin gişelerinden sanık … tarafından çekilerek sanık …’a verildiği, bu esnada sanık …’ın da sanık …’in yanında bulunduğu, para alındıktan sonra sanık …’ın tekrardan mağdurları arayarak evrakların tamamlanmadığını, 3.100 TL’nin de yatırılması gerektiğini, bu para yatırılmadığı takdirde tahliyenin gerçekleşmeyeceğini ve ödenen diğer parayı da geri alamayacaklarını belirttiği, bunun üzerine yine aynı tarihte aynı bankadan aynı hesaba 3.100 TL’nin … tarafından havale edildiği, yatırılan bu paranın ise sanık … tarafından çekilerek sanık …’a verildiği,
Mağdurlar …, …’e yönelik olarak, sanık …’un Sivas Yıldızeli … Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kapatılan lokalinin açtırılması işini tanıdıkları vasıtasıyla yaptırabileceğini söyleyerek söz konusu derneğin üyesi olan mağdur … ile derneğin başkanı olan mağdur … üzerinde güven oluşturduğu, sanığın daha sonra bu şahısları sanık …’a yönlendirdiği, …’un da şikayetçilerle yaptığı görüşmelerde emniyette, valilikte ve kaymakamlıkta tanıdıkları olduğunu, valiyi ve belediye başkanını tanıdığını, dernek lokalini açtırabileceğini, ancak bunun için masrafının olacağını söylediği, mağdurlar … ve …’nin, sanık …’a inanarak bu işin yapılmasını talep ettikleri, bunun üzerine sanık …’un Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü arayarak kendisini Cumhuriyet Savcısı … … olarak tanıtıp dernekle ilgili bilgiler aldığı, daha sonra Beyoğlu Kaymakamlığı’nı arayarak kendisini Vali Yardımcısı … Bakoğlu olarak tanıtıp söz konusu dernek lokalinin açılması için gerekli işlemlerin hemen yapılmasını istediği, bu işlemlerin yapılması sırasında sanık …’un, mağdur … yanında bulunduğu sırada sanık

…’ü arayarak ona “sayın savcım” diye hitap ettiği ve derneğin açılması için gerekli işlemlerin yapıldığı konusunda bilgiler verdiği, sanık …’ın da Cumhuriyet Savcısı gibi konuşarak …’la görüştüğü, bu görüşmenin … tarafından yapılmasının sebebinin …’ın …’ye söz konusu derneğe Cumhuriyet Savcısı arkadaşlarının da üye olacağını söylemesi ve bunu kanıtlama ihtiyacı olduğu, bu şekilde sanığın sergilediği hileli hareketlerle mağdur üzerinde oluşturduğu güven duygusunu kuvvetlendirdiği, sanık …’ın da bu şekilde dolandırıcılık eyleminin hileli hareket aşamasına bizzat katılmak suretiyle suçun işlenişine iştirak ettiği, derneğin açılması için 10.000 TL gibi bir parayı almayı amaçladıkları, mağdurların başlangıçta sanıklara inandıkları ve sanıklara 1.000 TL verdikleri ancak daha sonra şüphelenmeleri bu işten vazgeçtikleri,
Şikayetçi …’ya yönelik olarak, sanık …’un Giresun Ceza İnfaz Kurumu’nu arayarak kendisini Cumhuriyet Savcısı olarak tanıttığı, cezaevi görevlisinden, cezaevinde tutuklu bulunan … … isimli şahsın bilgilerini ve yakınlarının telefonlarını aldığı, … … babası …’nın kullandığı telefonu aradığı, kendisini Cumhuriyet Savcısı … … olarak tanıttığı, İsmail’e, mahkemenin ara kararı ile oğlunun kefaletle salıverilmesine karar verdiğini, bu karar üzerine oğlunun serbest bırakılabileceğini, ancak saat geç olduğu için hakkını kaybetmemesi açısından hemen bankaya giderek parayı yetiştirmesi gerektiğini söylediği, kefalet miktarının da 4.500 TL olduğunu belirttiği, şikayetçinin istenen parayı temin ettiği, ancak gizli numaradan arandıklarından olayın doğruluğunu teyit için adliyeye gittikleri ve olayın doğru olmadığını öğrenince parayı yatırmaktan vazgeçtikleri,
Katılan …’e yönelik, sanık …’un, Kızıltepe Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu arayarak kendisini sekreter olarak gösterip, Cumhuriyet Savcısı … … bağlayacağını söyleyerek telefonu sanık …’a verdiği, …’un da kendisini Cumhuriyet Savcısı … … olarak tanıttığı, cezaevine yeni gelen tutuklularla ilgili bilgiler sorduğu, bu sorgulama sırasında cezaevinde tutuklu olan … … ilgili ayrıntılı bilgileri aldığı, …’ün oğlu katılan …’ün kullandığı hattı arayarak kendisini Cumhuriyet Savcısı … … kalem müdürü olarak tanıtıp ‘Savcı … … bağlıyorum’ diyerek telefonu …’a verdiği, …’un da kendisini Cumhuriyet Savcısı olarak tanıttığı ve …, Kızıltepe Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan babası … ile abisi … kefaletle serbest bırakılacağını, bunun için para yatırması gerektiğini söyleyerek, sanık …’in hesap numarasını verdiği, bunun üzerine …’ün kendisine söylenen hesaba 10.000,00 TL yatırdığı, daha sonra da kendisine verilen kredi kartı numarasına da 2.000,00 TL daha yatırdığı,
Mağdur …’e yönelik, sanık … ile …’un, İstanbul’da seyyar olarak pilav satmak isteyen, ancak belediyeden izin alamayan …’i bir Cumhuriyet Savcısını, … … isminde İstanbul Vali Yardımcısını ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürü … … tanıdıklarını, onlar nezdinde hatırlarının sayıldığını, bu sebeple

İstanbul’da seyyar olarak pilav satmaları için pilav arabası ayarlayacaklarını söyleyerek aldattıkları ve …’ten bu iş için 500 TL para aldıkları,
Katılan …’e yönelik, sanık …’un Bartın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu arayarak kendisini Cumhuriyet Savcısı olarak tanıtıp, cezaevinde tutuklu bulunan … hakkında bilgiler ile ailesine ait telefon numarasını aldığı, şikayetçi …’in ev telefonunu aradığı, kendisini Bartın Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı olarak tanıttığı, oğlu … hakkında konuşmak için aradığını, biraz sonra tekrar arayacağını söyleyerek telefonu kapattığı, daha sonra …’un aynı şekilde ev telefonunu arayarak kendisini Cumhuriyet Başsavcısı Özel Kalem Müdürü olarak tanıtıp telefonu …’a verdiği, …’un, katılan …’e Bartın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan oğlu …’i tahliye edeceklerini, bunun için 6.500 TL kefalet parası yatırması gerektiğini, bu paranın içinde ….. tutuklu bulunduğu olayla ilgili olarak yaraladığı şahsın hastane masraflarının da olduğunu söylediği, sanığın ayrıca yukarıda anlatılan diğer eylemlerin bir kısmında yaptığı gibi, bir telefonla cezaevinde bulunan …’i arayıp, bu telefonu diğer telefona yaklaştırarak … ile …’i görüştürdüğü, şüpheliye inanan katılan …’ın ertesi gün kendisine verilen ve sanık … … adına olan banka hesabına 6.500,00 TL parayı yatırdığı, aynı gün saat:13:00 sıralarında …’un …’ı tekrar arayarak oğlu Kadir’in işlediği suçta kullandığı av tüfeğinin ruhsatının bulunmadığını, bu sebeple 3.380 TL para yatırılması gerektiğini söylediği, …’ın kendisinden istenen parayı temin ederek aynı hesaba yatırdığı,
Katılan …’e yönelik, sanık …’un Eskişehir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu aradığı, kendisini Cumhuriyet Savcısı olarak tanıtıp Kurumda tutuklu bulunan … … ile görüştüğü, … … aile bireylerine ilişkin bilgileri ve ev telefonunu aldığı, daha sonra …’un …. … ev telefonunu aradığı, kendisini Cumhuriyet Savcılığı Kaleminde çalışan görevli olarak tanıtıp, ‘Cumhuriyet Başsavcısına bağlıyorum’ diyerek telefonu …’a verdiği, …’un telefona çıkan şikayetçi …’le, cezaevinde tutuklu olarak bulunan babası … … hakkında konuşmaya başladığı, … ifadesini aldığını, suçsuz olduğuna inandığını, tutuksuz yargılanması için kefalet ücreti yatırması gerektiğini, 1 saat içerisinde 8.000 TL yatırması halinde babasını gün içerisinde serbest bıraktıracağını, parayı verdiği banka hesabına yatırmasını söylediği, …, ATM’den 8.000 TL parayı …’un söylediği hesap numarasına yatırıp havale ettiği, paranın yatırıldığı hesabın sanık … … tarafından temin edilerek diğer sanıklara verildiği, akabinde hesap sahibi tanık … ile birlikte banka şubesine giderek sıra beklediği ve parayı tanıkla birlikte çekerek aldığı,
Şikayetçi …’e yönelik, sanık …’un, Ağustos ayı içerisinde tanıştığı şikayetçi …’e kendisini … … olarak tanıttığı, elektrik idaresinde tanıdıkları olduğunu söyleyerek mağdurun kendisini işe yerleştirebileceğini belirttiği, sanığın kardeşi sanık …’u arayarak bir şahsı

elektrik idaresine yerleştirmek için kendisini arayacağını, kendisine “başkanım” şeklinde hitap edeceğini söylediği, sanık …’un, daha önceden de benzer işler yapmış gibi diğer sanığın ne demek istediğini hemen anladığı ve kendisine verilen rolü üstlendiği, bu şekilde mağdur …’ü dolandırmak için aralarında anlaştıkları, daha sonra aynı gün yanında … olduğu sırada sanık …’u arayarak ona “başkanım” diye hitap ettiği, yanında birisinin bulunduğunu, ona iş bulmak için yardımcı olmak istediğini söyleyip telefonu … verdiği, sanık …’ın ise kendisini başkan olarak tanıtıp … kimlik bilgilerini ve sabıka kaydını sorduğu, sonraki görüşmelerinde … diploma ve KPSS belgesi de ayarlayacaklarını söyledikleri, bunun üzerine sanıklara inanan … sanık …’a elden 1.500 TL nakit para verdiği,
Katılan …’na yönelik, sanık …’un, 1 Zonguldak M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu arayarak kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıttığı, … … isimli tutuklunun aile ve telefon bilgilerini aldığı, daha sonra sanık …’un … babası katılan …’nu aradığı, Cumhuriyet savcılığından aradıklarını söyleyip kendisini kalem müdürü olarak tanıttığı, ‘sayın savcıma bağlıyorum’ diyerek telefonu sanık …’a verdiği, …’ın da kendisini Cumhuriyet Savcısı olarak tanıttığı, katılana tutuklu olan oğlu …. cezaevinden çıkaracağını, ancak bunun için 6.100,00 TL para yatırması gerektiğini söylediği, … önce şüphelilere inandığı, bu sebeple kendisinden istenen parayı bulmaya çalıştığı, bu amaçla yeğeni olan … … aradığı ve ondan para istediği, …’in kendisini babası … … yönlendirdiği, bundan sonra katılanın para bulmak için Devrek ilçesinden Zonguldak’a gitmek üzere yola çıktığı, ancak yolda giderken … Kurt’un kendisini arayarak, telefonla arayanların dolandırıcı olabileceği yönünde uyarıda bulunması üzerine parayı yatırmaktan vazgeçtiği,
Katılan …’a yönelik, sanık …’un katılan …’nın kullandığı telefonu aradığı, kendisini Cumhuriyet savcılığı Kalem görevlisi olarak tanıtıp ‘Sayın Cumhuriyet Başsavcısını bağlıyorum’ diyerek telefonu şüpheli …’a verdiği, …’un da kendisini Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı olarak tanıttığı, …’a cinsel saldırı suçundan cezaevinde tutuklu olan oğlu … … kefalet yatırılması halinde tahliye edeceklerini, bunun için 5.250,00 TL para yatırması gerektiğini söylediği, …’ın şüphelilere inanarak parayı nereye yatıracağını sorduğunda, …’un, sanık …’in kardeşi olan Kenan Şantur isimli kişiye ait banka hesabını verdiği, bunun üzerine katılanın parayı yatırmak üzere İş Bankası Devrek Şubesi’ne gittiği, ancak daha sonra durumdan şüphelenmesi üzerine … … avukatını aradığı, avukatının yönlendirmesiyle katılanın parayı göndermediği,
Mağdurlar …, …’a yönelik, sanık …’un Mardin Kapalı Cezaevi’nin …7 numaralı hattını aradığı, telefonu açan görevliye kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıtarak cezaevinde tutuklu bulunan … … isimli kişi hakkında bilgiler aldığı, daha sonra … telefona çağırttırarak onunla da konuştuğu, yine … kardeşi olan ve aynı cezaevinde tutuklu bulunan … … … ile de görüştüğü,

sanığın Şeyhmus ve … …’den ailelerine ait telefon bilgilerini aldığı, daha sonra, aynı gün mağdur …’ı arayarak kendisini Cumhuriyet Başsavcısı olarak tanıttığı, eşi … … için aradığını, … kefaletle serbest bırakılması durumunun söz konusu olduğunu, kendisini eşiyle görüştüreceğini söyleyerek başka telefonla tekrar cezaevini arayıp … telefona çağırttırdığı, … görüştüğü telefonu Şeyhmus’la görüştüğü telefona yaklaştırarak, sanki kendisi de cezaevindeymiş gibi … ile … görüştürdüğü, … inanması üzerine …’ın kendisine 7.000 TL kefalet parası yatırdıkları taktirde eşinin serbest bırakılacağını söylediği, bu şekilde …’ın … defalarca görüştüğü, bu arada … eltisi ve … ile … …’nin başka bir kardeşinin eşi olan şikayetçi …’ın da durumdan haberdar olması üzerine …’la birkaç defa görüşme yaptığı, …’ın … de aynı şekilde kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıttığı, cezaevinde tutuklu olan diğer akrabaları … … … da serbest bırakılması için ayrıca 7.000 TL daha kefalet parası yatırmaları gerektiğini söylediği, sanığın bu şekilde mağdurlara … ile … …’nin kefaletle serbest bırakılması karşılığında 14.000,00 TL para istediği, ancak mağdur ile şikayetçinin bu kadar parayı temin edemeyeceklerini, en fazla 5.000,00 TL ayarlayabileceklerini söylemeleri üzerine ilk etapta sadece … … … serbest bırakılması konusunda anlaştıkları, sanık …’ın bunun üzerine mağdur ve şikayetçiye, … … isimli kişiye ait hesap numarasını yazdırdığı, sanık …’ın yukarıda anlatılan usulü kullanarak mağdur ve şikayetçi ile cezaevinde tutuklu bulunan … ve … …’yi karşılıklı olarak telefonda görüşmelerini sağlamasının da etkisiyle sanığın inandırıcılığını kuvvetlendirdiği, ancak daha sonra olaydan şüphelenmeleri sebebiyle parayı yatırmaktan vazgeçtikleri, bu şekilde telefon görüşmelerinde isteksiz konuşmalar yapmaları üzerine sanık …’un da devreye girerek kendisini Cumhuriyet Savcısının özel kalem müdürü olarak tanıtıp mağdur ve şikayetçinin kendilerine inanarak aldanmalarını sağlamaya yönelik hileli davranışlar sergilediği, ancak sonuçta mağdur ve şikayetçinin parayı yatırmadıkları,
Şikayetçi …’e yönelik, sanık …’un, şikayetçi …’e kendisini … olarak tanıttığı, sigorta takip işleri yaptığını söylediği, bu şekilde yüzyüze görüşmeye başladıkları, …’in SSK Tarım prim borcunun eksik olması sebebiyle …’ın, … ilinde bulunan SGK Müdürüyle ilişkisi olduğunu, orada hatırı sayıldığını ve SGK prim borcuyla ilgili problemi çözeceğini söylediği, bunun karşılığında …’ten para istediği, bunun üzerine …’in …’un hesabına 500 TL, 300,00 TL, 450 TL gönderdiği, telefon görüşmeleri sırasında, …’in bir ara güvensizliğe düşmesi sebebiyle, bu olumsuz durumu gidermek amacıyla müştekiye, SGK Müdürünün yanında olduğunu, kendisini onunla görüştüreceğini söyleyerek telefonu sanık …’e verdiği, … telefonda kendisini genel müdür olarak tanıtarak …’e işinin hallolacağını, bunun için işlemlerde yardımcı olmasını söylediği, bu işlemlerden sonra …’ın tekrar …’i arayarak kaç çocuğu olduğunu, okula giden çocuğunun bulunup bulunmadığını sorduğu, …’in de 7 çocuğu

olduğunu ve … isimli kızının başarılı olması sebebiyle onu okutmak istediğini söylediği, bunun üzerine …’ın … burs çıkartacağını söyleyerek T.C Kimlik numarasını ve 1.000TL de para istediği, …’a inanan …’in belirtilen hesaba 1.000 TL ve 170 TL gönderdiği,
Şikayetçi …’a yönelik, sanık …’un, Göynük Kapalı Cezaevi’ni arayarak kendisini Bolu Cumhuriyet savcısı … … olarak tanıttığı, cezaevinde tutuklu olarak bulunan … … isimli kişinin tutuklu olduğu suçla ve …’in ailesiyle ilgili bir takım bilgiler aldığı, bir ara …’i çağırttırarak telefona istediği, telefonda …’le de konuştuğu, …’in oğlu olan mağdur …’ın telefon bilgilerini aldığı, daha sonra aynı gün … kullandığı telefonu arayarak kendisini Cumhuriyet Başsavcı yardımcısı olarak tanıttığı, babasıyla görüştüğünü, yaşlı olması sebebiyle zor durumda olduğunu, bundan dolayı kendisinin de üzüldüğünü, bu sebeple dosyasıyla ilgili olarak hakimle görüştüğünü, görüşmesi sonucunda 5.500 TL kefalet yatırması halinde babasını serbest bırakacağını söylediği, hatta bir görüşmesinde önceden başka bir telefonla cezaevini arayarak … … telefona getirttirdikten sonra telefonları birbirlerine yaklaştırarak sanki … yanındaymış gibi … … müşteki …’la telefon aracılığıyla görüştürdüğü, sanığın bu şekilde hileli hareketler sergileyerek …’ı aldattığı, babasının cezaevinden çıkmasını isteyen Ferhat’ın kendisinden istenen 5.500,00 TL’yi bulacağını ve yatıracağını söylediği, kısa bir süre sonra aynı gün … söz konusu parayı temin ederek …’u aradığı, …’ın da …’a, … adına olan hesap numarasını verdiği, mağdur …’ın kendisine verilen bu hesaba 5.500,00 TL parayı yatırdığı, daha sonra sanığın, …’ı tekrar arayarak babasının tahliye işlemlerinin yapılmakta olduğunu söyleyip 2.800 TL daha yatırması gerektiğini söylediği, bunun üzerine … aynı tarihte yine …’in yukarıda belirtilen hesabına 2.800,00 TL daha para yatırdığı,
Katılanlar …, …’e yönelik, sanık …’un, Uşak Ulubey Cezaevi’ni arayarak kendisini Cumhuriyet savcısı … … olarak tanıttığı, cezaevinde tutuklu bulunan…n isimli şahsın yakınlarına ait telefon bilgilerini aldığı, daha sonra telefonla aradığı … … eşi …’e, kendisini Uşak Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı olarak tanıttığı, önceki cezaevini aramasında cezaevi görevlilerine …nin yakınlarını arayarak adliyeye gitmelerini söylemesi üzerine cezaevinden de aranan …’ya bu durumu da söyleyerek eşiyle ilgili tutuklandığı suç hakkında konuşmaya başladığı, yaşının büyük olması ve dosyadaki delil durumu itibariyle …’ü kefaletle serbest bırakacaklarını söylediği, bunun için kefalet ücreti yatırmaları gerektiğini de belirttikten sonra …’den oğlu …’ün cep telefonu numarasını aldığı, daha sonra Haldun’u da arayarak, ona da aynı şekilde babasının kefaletle serbest bırakılacağını söylediği, sanığa inanan …’ün kefalet parasını yatırabileceğini söylediği, sanık …’un … İş Bankasına gitmesini, kendisine hesap numarasını vereceğini söyledikten sonra telefonu kapatıp sanık …’ün kullandığı 531 932 32 25 numaralı hattı aradığı, …’a para

geleceğini söyleyerek kontrol etmesi talimatı verdiği, …’un internetten bakacağını söylemesi üzerine …’ın ısrarla bankaya gitmesini isteyerek “…. o arada sırayı al ki bloke yemeyelim, yani konuşturma beni telefonda” şeklinde konuşarak …’u uyardığı, …’un …’ın bu uyarısını dikkate alarak bankaya gitmek üzere yola çıktığı, bu arada …’ın telefonla arayan …’e …’ün hesap numarasını verdiği ve 4.000 yatırmasını istediği, …’ün de sürekli hesabını kontrol ederek paranın yatıp yatmadığına baktığı, bu şekilde …’ün belirtilen hesap numarasına 4.000 TL parayı yatırdığı, bunun üzerine …’ın hemen …’ü arayarak paranın gelip gelmediğini sorduğu, …’un da paranın hesabına geldiğini söylediği ve bu paranın 1.500 TL’sini bankamatikten, 2.500 TL’sini ise şubeden çektiği, …’ın daha sonra saat:16:28:42’de kendisini arayan … bir problem daha çıktığını, babası … … iaşe bedeli, vasi parası ve para cezası dahil olmak üzere 1.250 TL daha yatırılması gerektiğini söylediği, bu arada yine babasının işlemlerinin son aşamaya geldiği konusunda da bilgiler verdiği, bunun üzerine … kendisinden istenen parayı yatırarak kendisini arayan …’a bu durumu bildirdiği, bunun üzerine …’un hemen …’ü arayarak paranın yattığını söylediği, …’un da söz konusu parayı saat: şubeden çektiği, daha sonra bu olaylardan başından beri haberi olan sanık …’un … aradığı, kendisini Ulubey Cumhuriyet savcısı Özel Kalem Müdürü olarak tanıttığı, babasının tahliyesi ile ilgili hiçbir sıkıntı kalmadığını, ancak faksların sonucunda ufak bir prüz çıkması sebebiyle tahliyesinin ertesi gün öğlen saatlerinde gerçekleşeceğini söylediği, ertesi gün …’un … tekrar arayarak işlemlerin tamamlanması için 3.000 TL daha yatırması gerektiğini söylediği, bunun üzerine … yine …’ün yukarıda belirtilen hesap numarasına 3.000 TL daha yatırdığı, şüpheli …’ın bu para yattıktan sonra da …’ü arayarak bu parayı çekmesini istediği, …’ün bu paranın 650,00 TL’sini bankamatikten çektiği iddia olunan somut olayda;
1-Katılan …’e yönelik sanıklar … ve … hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, mağdurlar … … ve … …’e yönelik sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, mağdur …’ya yönelik sanıklar …, … ve…hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, mağdur …’e yönelik sanıklar …, … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılan …’e yönelik sanıklar …, … ve…hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılan …’e yönelik sanıklar …, … ve…hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılan …’na yönelik sanıklar … ve … hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılan …’a yönelik sanıklar … ve … hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, mağdurlar …,…a yönelik sanıklar … ve Kamil

Şantur hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, şikayetçi …’e yönelik sanık … hakkında verilen mahkumiyet, şikayetçi …’a yönelik sanık … hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılanlar … ve … … yönelik sanıklar … …, … hakkında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik incelemede;
Sanıklar … ve …’un …’e yönelik fiillerinden dolayı hüküm kurulurken, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verileceğinin belirtilmesine rağmen, hapis cezasının alt sınırdan verilmesi, sanık …’un …’a yönelik fiillerinden dolayı hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek, değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olunması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi hususları aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar …,…müdafiileri sanıklar …, …, …, …’ün yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında mağdur …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararınayönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;ancak,
Sanık … hakkında şikayetçi …’e yönelik eylem yönünden, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108-152 sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece adli para cezasının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanık … hakkında şikayetçi …’e yönelik eylem yönünden kurulan hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “100 gün”, ve “2000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, ve “100 TL” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

3-Sanıklar … ve … hakkında suç işlemek için örgüt kurma, sanıklar… …, … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, sanık …’ün suç işlemek için kurulan örgütün üyesi olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme suçundan verilen mahkumiyet ve sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, sanık … hakkında mağdurlar … … ve … …, mağdur … …, şikayetçi …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık, şikayetçi …’a yönelik dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
a-Sanıklar … ve … hakkında suç işlemek için örgüt kurma, sanıklar… …, … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, sanık … hakkında suç işlemek için kurulan örgütün üyesi olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme suçundan verilen mahkumiyet suçları yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.06.2012 tarih ve 2011/10-36 esas,2012/213 karar sayılı kararın da açıklandığı üzere TCK’nın 220. maddesi anlamında bir örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Öte yandan, soyut olarak sanık sayısının üç kişi veya daha fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, örgütü, basit bir birleşmeden ayıran özelliklerden birisi de, fiili bir araya gelmenin, belirsiz birtakım suçları işlemek amacına yönelik olmasıdır. Böyle bir amaç olmaksızın, başka saikler ile kurulmuş fiili bir birliktelik içerisinde bulunan kişilerin işledikleri münferit suçlar nedeniyle, bu topluluğun “suç örgütü” olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Somut olayda, sanıkların üzerine atılı suçların unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
b-Sanık … hakkında mağdurlar … … ve … …, mağdur … …, şikayetçi …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık, şikayetçi …’a yönelik dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın mağdurlar … … ve … …, mağdur … …, şikayetçi …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık, şikayetçi …’a yönelik dolandırıcılık eylemlerine doğrudan katıldığına dair elde edilmediği ancak suç işlemek için kurulan örgüt yöneticisi olduğu gerekçesiyle TCK’nın 220/5 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, suç işlemek için örgüt kurma suçunun unsurları oluşmadığından, sanık hakkında mağdurlar … … ve … …, mağdur … …, şikayetçi …’ e yönelik nitelikli dolandırıcılık, şikayetçi …’a yönelik dolandırıcılık eylemleri nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

c-Sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik dolandırıcılık suçu yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;ancak,
Haksız menfaatin baştan belirlenmediği ve değişik tarihlerde aynı kast altında menfaat talep edilmesi durumunda 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanacağı; baştan belirlenen haksız menfaatin değişik fasılalarla katılandan istemesi halinde da, zincirleme suç koşullarının oluşmayacağı dikkate alınarak, sanıklar tarafından baştan belirlenen 12000 TL paranın ATM’den 10000 TL den fazla yatıramayan katılanın 2000 TL’yi daha sonra sanıkların hesabına yatırılması eyleminde tek suç oluşacağı gözetilmeden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ….. … müdafiileri, sanıklar …, …, …, …’ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.