Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/7642 E. 2015/31868 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7642
KARAR NO : 2015/31868
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 2 – 2012/254011

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2012
NUMARASI : 2012/79, 2012/729
SANIKLAR : H.. Ç.., E.. E..
KATILAN : T.. T..ünikasyon A.Ş.
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi

Suç eşyasının satın alınması suçundan sanık E.. E..’ın beraatına ilişkin hüküm ile kamu malına zarar verme ve hırsızlık suçlarından sanık H.. Ç..’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ile sanık H.. Ç.. tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
1-Sanık E.. E.. hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, katılan vekilinin beraat kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık H.. Ç.. hakkında kamu malına zarar verme ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/2-685-2014/176; 08.04.2014 tarih ve 2013/2-683-2014/174 ve 14.10.2014 tarih ve 2013/2-560-2014/416 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nın onuncu bölümünde “Mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup, her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise, başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda, suça konu mal alınıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise, malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu birbirinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmesidir. Bu nedenle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşebilecektir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesinin de söz konusu olduğu hallerde, TCK’nın 44. maddesi gereğince mala zarar verme suçundan hüküm kurulamayacağı, bu durumun, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacağı dikkate alınarak, sanığın TELEKOM’a ait kabloları keserek götürüp satmak şeklindeki eyleminin, bir bütün halinde nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca kamu malına zarar verme suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, bu yönde de değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.