Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6734 E. 2018/4267 K. 06.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6734
KARAR NO : 2018/4267
KARAR TARİHİ : 06.06.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 141/1, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Hırsızlık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında “müşteki” olarak gösterilen …’ın sıfatının, “mağdur”, “dolandırıcılık” olarak gösterilen suç türününse “hırsızlık” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Suç tarihinde gece vakti saat 18:00 sularında mağdurun işyerine gelerek 2 adet bilgisayar alıp parasını evinde vereceğini söyleyen sanığın mağdurla evine gitmek için yola çıktığı, mağdurun aracıyla sanığın aracını takip ettiği, bir süre sonra mağdura aracını müsait bir yere bırakmasını söyleyen sanığın trafik yoğunluğundan faydalanarak kaçtığı ve bu suretle hırsızlık suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda; sanık savunması, mağdur beyanı ve tüm dosya kapsamından, sanığın hırsızlık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre suç tarihinde güneşin saat 16:30’da battığı, gece sayılan zaman diliminin saat 17:30’da başladığı ve suçun saat 18:00 sularında gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, verilen cezada TCK’nın 143/1. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından; her ne kadar hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alınmış ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün, 2008/6-47 Esas ve 2008/43 Karar sayılı kararı ışığında, sanığın yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,
2-) Sanığın mükerrirliğine esas alınan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/05/2006 tarih, 2005/458 Esas, 2006/215 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün kesinleşme tarihi suç tarihinden sonra olduğundan tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığın adli sicil kaydında suç tarihi itibariyle başkaca tekerrüre esas hükümlülüğünün bulunmadığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Ayrıca; mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılıkların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. ve 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılması ve “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.