Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6641 E. 2015/31482 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6641
KARAR NO : 2015/31482
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/130357
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2011/632 (E) ve 2012/1111 (K)
SUÇ : Nitelikli hırsızlık, nitelikli mala zarar verme

Nitelikli hırsızlık ve nitelikli mala zarar verme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/4/2014 tarih ve 2013/2-685 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararında, 08/04/2014 tarih ve 2013/2-683 Esas, 2014/174 Karar sayılı kararında ve 14/10/2014 tarih ve 2013/2-560 Esas, 2014/416 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nın onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda, suça konu mal alınıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmesidir. Bu nedenle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşebilecektir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesinin de söz konusu olduğu hallerde, bu durum ancak, 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda ayrıca mala zarar verme suçundan da hüküm kurulamayacağı, bu durumun, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi kapsamında temel cezanın belirlenmesinde gözönünde bulundurulacağı dikkate alınarak ve eylemlerin bütün halinde nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca nitelikli mala zarar verme suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.