Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6623 E. 2015/30977 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6623
KARAR NO : 2015/30977
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 2 – 2012/260259

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Eleşkirt Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2012
NUMARASI : 2012/4 (E) ve 2012/171 (K)
SANIK : S.. D..
SUÇ : Mala zarar verme, hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanık S.. D..’ın, olay günü balli çektikten sonra saat 00:00 sıralarında evine gitmek için sağlık ocağının yanından geçtiği esnada, daha önceden tedavi amacıyla kendisine verilen ilacı almak amacıyla sağlık ocağının yanında bulunan ilaç deposunun camını kırmak suretiyle içeri girdiği, depoda ilacı ararken ihbar üzerine polislerin gelip onu yakaladığının iddia edildiği olayda;
1-İşyeri dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
CMK’nın 226. maddesi gereğince, cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâllerin, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde ek savunma hakkının verilmesi gerekli ise de, açılan kamu davasında sanığın geceleyin hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istenildiğinden ve temyiz incelemesine konu hükmün kesinleşmesinden sonra, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarını veren mahkemelere ihbarda bulunulması mümkün bulunduğundan, bu yönlerden bozma isteyen tebliğnamedeki düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 152. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişikliğe göre “altı” ibaresinin “dört” olarak değiştirildiği dikkate alınarak, söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b)5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.