Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6616 E. 2015/31172 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6616
KARAR NO : 2015/31172
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/66763
MAHKEMESİ : Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2011/173 (E) ve 2012/366 (K)
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme, hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek, failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle,konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma,dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak,konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.
Suçun oluşması için,sahibinin rızası olmadan girilen yada rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, (mesken) bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Medeni kanunun 19 uncu maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK. anlamında bir konuttur Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat); konuta bitişik yada onun yakınında olan, konut veya benzerî yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus, olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir.
Apartman giriş kapısından sonraki koridorların, merdiven ve merdiven boşluklarının, daire giriş kapısı ön kısımlarının, sahanlıkların apartmanda oturanlara ait ortak “eklenti” olduğunun kabulü gerekir. Apartman dış kapısının açık kalması, bu kısımların eklenti olma niteliğini etkilemeyeceği gibi eklenti sayılmamasına da neden olmaz. Dış kapının konması; bu yerlerin dış alemle ilgisinin kesildiğine ve yasa dışı bir amaçla içeri girilmesine izin verilmediğine ilişkin iradenin bir göstergesidir. Merdivenler ve sahanlık, konuta giriş çıkış için zaruri, konutun kullanış amacını tamamlayan ve sağlayan, konuta bağlı yerlerdendir. Her isteyenin bu yerlere girmesi ve yararlanması olanaksızdır. Sahanlık ve merdiven olmadan konut olamayacağı gibi, konut olmadan da merdiven ve sahanlık olamaz. Bu itibarla konut ve apartman merdiveni birbirinden ayrılmaz birer parça ve merdivenler konutun, eklentileridir.
Rızaya aykırı olarak girme veya rıza ile girildikten sonra çıkması istenilmesine rağmen çıkmayan kişi bu eylemini, açık bir rızaya gerek olmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde işlemesi hâlinde Fail ikinci fıkraya göre cezalandırılacaktır.
Girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri, Avukatlık bürosu, Doktor muayenehaneleri, Emlak bürosu,Mimar bürosu, vb. gibi izinle girilmesi gereken yerlerdir. Girilmesi mutat olan yerlere, süper marketler, mağazalar, dükkanlar, pasta salonları, kahvehane, restoran ve lokantalar, sinema, tiyatro, otel, bar, hastane,örnek gösterilebilir. Halka açık olduğu saatlerde bu gibi, yerlere giriş de suç oluşmaz. Ancak halka kapalı olan saatlerde buralara rıza haricinde girilmesi hâlinde bu fıkradaki suç oluşacaktır.
Sanığın, olay tarihinde sabah saat sekiz sıralarında Toplum Sağlığı Merkezinin pencere kilidini kırarak içeriye girip balkon kapısının anahtarını aldıktan sonra çıktığı, daha sonra Toplum Sağlığı Merkezi’nin üst katında bulunan ve mağdur A.. O..’ın doktor lojmanı olarak kullandığı dairenin kapısını kırıp içeriye girdiği, mağdur A.. O..’ın gürültü ile uyanarak daha önceden tedavi etmesi nedeniyle tanıdığı sanığı görmesi üzerine sanığın kaçarak uzaklaştığı ve Toplum Sağlığı Merkezine yakın üç katlı evde ikamet eden mağdur A.. B..’nın ikametinin salon penceresinin açık olmasından faydalanarak mağdurun evine girdiği, mağdurun uyanarak evde dolaştığı esnada sanığı gördüğü, sanığın buradan da herhangi bir eşya alamadan kaçtığı, bu suretle sanığın hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında Toplum Sağlığı Merkezine yönelik hırsızlık suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilirken uygulama maddesi olarak 5271 sayılı CMK’nın 223/4-d maddesinin gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “5271 sayılı CMK’nın 223/4-d maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında Toplum Sağlığı Merkezine yönelik mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığı ihlal suçları ile mağdurlar A.. O.. ile A.. B..’ya yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarına yönelik mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
a- Sanık hakkında iddianame ile iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından açılmış dava bulunmadığı ek iddianame tanzim ettirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında ek savunma verilmek suretiyle mahkumiyet kararı verilmesi,
b- Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan hüküm kurulurken, sanık tarafından zarar giderilmemesine rağmen, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
c- Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan hüküm kurulurken, sanığın Toplum Sağlığı Merkezi’nin pencere kilidi ile lojman olarak kullanılan dairenin kilidini kırması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin eksik ceza tayini,
d- Kabule göre de; Sanık hakkında mağdurlar A.. O.. ile A.. B..’ya yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçları ile Toplum Sağlığı Merkezi’ne yönelik mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlal suçlarında tekerrüre esas alınan Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/115 esas, 2006/42 karar sayılı ilamındaki mahkumiyet hükmünün, dosyadaki suç tarihinden sonra kesinleşmiş olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağı ancak sanığın adli sicil kaydında bulunan fakat ilamı dosyaya getirtilmeyen Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/74 esas, 2007/532 karar sayılı ilamı getirtilerek, tekerrüre esas alınıp alınmayacağı değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.