Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6580 E. 2015/31137 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6580
KARAR NO : 2015/31137
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2015/18850

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2012
NUMARASI : 2006/534 (E) ve 2012/163 (K)

SUÇ : Kamu malına zarar, nitelikli hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanık ve suça sürüklenen çocuğun Ç….. ……….. İlköğretim Okulunun ikinci katında bulunan sınıfın camını kırdıkları, okulun içerisine girdikleri, müdür ve müdür yardımcısının makam odalarının kapısını zorlayarak kilidi kırıp içeri girdikleri, içeriyi karıştırarak 100 TL’ye yakın para aldıkları, okul içerisinde bulunan ana sınıfının kapısını zorlayarak ana sınıfına girdikleri, iki adet kasetçalar ve iki adet VCD’yi aldıkları, böylece suça sürüklenen çocuğun ve sanığın kamu malına zarar verme ve nitelikli hırsızlık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
a-Ç….. Cumhuriyet Başsavcılığınca 19.10.2006 tarihinde şüpheli olarak dinlenen Z….’in beyanında suçu sanık M.. E.. ile işlediğini beyan ettiğinin ve Z…. hakkında açılan bir dava bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından Ç…. Cumhuriyet Başsavcılığınca beyanına başvurulan Z….’in duruşmaya çağrılarak olay hakkındaki bilgi ve görgüsü sorulup sonucuna göre delillerin tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
b-Suça sürüklenen çocuğun hükümden sonra 10/10/2013 tarihinde öldüğünün UYAP’tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c-Ülkemiz tarafından 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanarak kabul edilen ve 19.03.1954 yılında RG yayımlanan İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. Maddesinin 3-c bendinde ise “Kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tâyin için mali imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek,” her sanığın hakkı olarak kabul edilmiştir. Bu hususlar gözetildiğinde 5271 sayılı CMK’nın 150/1. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak sanığı savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden ekonomik ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırılık teşkil edeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.