Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6577 E. 2015/31049 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6577
KARAR NO : 2015/31049
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/284829

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/286 (E) ve 2013/181 (K)
SANIKLAR : S.. T.., M.. T..
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hırsızlık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hırsızlık suçu, bir başkasının taşınır malının, rızası olmaksızın alınması ile oluşur. Rızanın geçerli olabilmesi için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil edecek ve suç oluşmayacaktır. Failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir. Bu yarar, maddi veya manevi olabilir. Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır.
Sanıkların, …. Köyü mevkiinde bulunan Türk Telekom A.Ş.’ye ait telefon direklerinden bazılarını ve kabloları keserek kamu malına zarar verme ve zincirleme şekilde hırsızlık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanıklar hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların savunması, müşteki beyanı, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla, mahkemenin sanığın mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan ”TCK 53/1,2,3 maddeleri gereğince sanığın hak yoksunluğuna tabi tutulmasına” ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında hırsızlık, suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, 28/02/2011, 17/03/2011 tarihlerinde gerçekleşen telefon teli hırsızlığını gerçekleştirdikleri iddiasında da bulunulmuş ise de, sanıklara mükerrer ceza verilmesinin önlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin tatbik olunup olunmayacağının tespiti açısından, söz konusu suçlarla ilgili olarak ayrıca soruşturma açılıp açılmadığı, açılmış ise soruşturmanın akıbetinin araştırılması, onaylı suretinin dosyaya konulması, sanıklar hakkında bu eylem nedeniyle ayrı bir dava açıldığının belirlenmesi halinde, bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, birleştirmenin mümkün olmaması halinde bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikali sağlandıktan sonra delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.